Taehyung liderin yanında Jungkook'la geçirdiği gergin saatlerden sonra onunla birlikte evine gelmişti. Onların sürüye geldiğini duyan arkadaşları ise çok geçmeden evin kapısında bitmiş ve ikiliyi soru yağmuruna tutmaya başlamışlardı.
"Ben feromon kokusu alamıyorum. Burnum bozulmuş olabilir mi Jimin?" Hobi oturduğu üçlü koltukta karşısındaki Jungkook'a bakarken yanındaki Jimin' yöneltti sorusunu.
"Ben de almıyorum. Acaba biz vita feromonu koklamaya layık değil miyiz Hobi?" Jimin de ondan farklı bir cümle kurmadığında Yoongi gözlerini devirdi. Delta arkadaşının birazdan ikisine de kızacağından neredeyse emindi.
"Taehyung, vitan kesinlikle çok güzel." Hobi Jungkook'a hayranlıkla bakarken vita bakışlarını ellerine indirdi. Tüm ilginin üzerinde olmasından rahatsız olmuştu. Orman evinde deltanın yakın davranışlarından da rahatsız olmuştu. Henüz tüm bunlara hazır hissetmiyordu kendini.
"Hobi şuna baksana minicik dudakları bambi gibi gözleri var. En fazla 20sindedir." Jimin aklından geçenleri herhangi bir süzgeçten geçirmeden öylece konuşurken deltanın sinirlendiğini belli eden derin nefes sesi duyuldu.
"Bu eve sonunda bir vita girmiş olmasına inanamıyorum." Hobinin söylediği Taehyung'un sabrını taşıran son damla olmuştu.
"Yeter!" delta geldiklerinden beri susmak bilmeyen arkadaşlarının üzerinde göz gezdirdi. Saat zaten bir hayli geç olmuştu. Sırf merakları yüzünden eve gelmiş olmalarına bile kızmıştı Taehyung. Kaldı ki densiz densiz konuşup duruyorlardı.
"Jungkook'u rahatsız ediyorsunuz. Hayatınızda hiç kurt görmemiş gibi davranıyorsunuz."
"Hiç vita görmedik." Jimin deltanın azarlayıcı konuşmasına karşın fısıldamıştı ancak delta bunu duymuş yakıcı bakışlarını arkadaşının gözlerine sabitlemişti. Yoongi ortamdaki gergin havayı dağıtmak için söze girmeye karar verdi.
"Ben yarın sabah gideriz dedim ama dinlemediler Taehyung. Beni de ordudan alıp buraya gelmeye zorladılar." Deltanın bakışları ortamdaki en mantıklı kişiye çevrildi.
"Ne yapalım? Hepimiz yıllardır onu bekliyoruz. Merak ettik." Jimin ondan beklenildiği gibi asla çenesini tutmuyordu. Bu kez Yoongi'nin ters bakışlarına maruz kaldı. Huysuzlukla omuzlarını silkti.
Delta bir gözüyle sürekli Jungkook'u takip ediyordu. Rahatsız olduğu her halinden belliydi. Onu daha fazla o ortamda tutmak istemedi.
"Jungkook, arkadaşlarımın kusuruna bakma lütfen. Seninle tanışmak için biraz fazla heyecanlılar. Sen de yorulmuş olmalısın dinlenmek ister misin?"
Jungkook bakışlarını ellerinden çekip deltaya baktı. Kendisine karşı hep böyle sıcak ve samimi davranacak mıydı yoksa yıllarca vitayı beklediği için onu ürkütmemek adına rol mu yapıyordu bilmiyordu ama deltaya en başından beri güveniyordu Jungkook. Sürüsünden arkasına bile bakmadan ayrılırken de güveniyordu. Sorduğu soruya karşı başını salladı usulca. Delta arkadaşlarına döndü.
"Siz de gidin artık yarın gelir düzgünce tanışırsınız."
"Bir kovulmadığımız kalmıştı bu evden."
"Jimin huysuzluğunu sonraya sakla Taehyung da yorgun görünüyor." Yoongi de gitme taraftarıydı. Hem de deltanın Jimin'e daha fazla kızmasını istemiyordu.
"Görüşürüz Jungkook. Yarın gelirken sana bir hoşgeldin hediyesi getireceğim." Jimin uzatmamaya karar verse de deltaya trip atacaktı. O yüzden sadece vitaya yönelik konuştu. Jungkook ona çekingen ve ufak bir tebessümle karşılık verdi.
Arkadaşlarını gönderip arkalarından kapıyı kaptan delta salonda oturan Jungkook'un yanına yürüdü.
"Aç mısın Jungkook?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Trouvaille /Taekook
Ficção GeralYüzyılın deltası Taehyung, yaşadığı yıl boyunca vitasına rastlayamamıştı. "Ah Jungkook, demek senin de içinde bir sızı var..." Omegaverse Semetae