Uzun zaman sonra yeni bölümmm umarım beğenirsinizz
•
Yazarın anlatımıyla
Bazen kendini bir boşlukta hisseder insan, kimi zaman çıkmaya çalışır kimi zaman orada gömülüp kalmayı tercih eder. Hiç merak ettiniz mi insan bu kadar güzel bir Dünya'da neden gün doğumu yerine gün batımını tercih eder diye?. Çünkü gün doğumu size her gün yeni bir şans sunar, sizi o boşluktan çekip çıkarmaya çalışır. Gün batımı ise bir günün daha bittiğini, o boşluk hissinin insanı daha çok içeri çektiğini hissettirir.
Ancak unutulmamalıdır ki; gün doğumuna ulaşmak için önce gün batımını seyretmek, onu sevmek ve ona alışmak gerekir. Unutmayın ki gece olmadan nasıl gündüze ulaşılmazsa, gün batmadan yeni bir gün başlayamaz.
Jimin ile hoseok gün doğumuna ulaştı çünkü ilk önce gün batımını seyrettiler. Hayat ne kadar acımasız ve adaletsiz olsa da her gün gün batımını severek seyreden biri eninde sonunda gün doğumuna ulaşır.
•
Gençler büyüklerinin anlattığı hikâyeler sonucunda uzun bir süre durdu. Kimisi göz yaşlarını tutamazken kimisi sadece dinliyordu. Kelimeler anlamsız kalıyordu bu noktada; kimisi gizleyemediği şaşkınlığı ile, kimisi gizleyemediği hüzünü ile bakıyordu fakat kelimelere dökemiyordu.
Nam-kyu gözyaşlarını hızla silerek ayakalandı
"Evet, tamam bu kadar yeter şimdi herkes dışarı çıkıyor oturup bir yerde konuşun."
Nam-kyu'nun sözünü bitirmesi ile herkesin ayaklanması bir oldu ve hepsi kendini bir anda sokağın ortasında buldu. Jimin ve hoseok annesinin yanında duruyorken jungkook çekimser adımlar ile ulaştığı dayısının yanındaydı. Jisoo ve haein birbirlerine kaçamak bakışlar atıyordu. Yoongi, taehyung jin ve namjoon ise yan yana sıralanmıştı.
Tam herkesin farklı bir noktaya dağılmaya başladığı sırada onları durduran hoseok'un annesi oldu.
"Çocuklar nereye gidiyorsunuz?" Diyerek yönelttiği soruyu cevaplayan namjoon olmuştu.
"Efendim sizin özel konuşacaklarınız vardır-." Namjoon tam cümlesini tamamlayacakken bayan sun'un cümleyi yarıda bırakıp konuşması bir oldu. "Bu cümleyi duymamış sayıyorum, ayrıca bana öyle resmi seslenmenize gerek yok. Haydi düşün önüme."
Bayan sun'un cümleyi tamamlamasının ardından herkes aynı yöne doğru yürümeye başladı. Deniz kenarına gidene kadar kimse konuşmadı. Beraber kumsala doğru gittiler ve oturdular. Etraftaki denizin dalgaları kulakları dolduruyordu.
O sırada yan yana oturan yoongi ve taehyung'un konuşmaları duyuldu fakat, olabildiğince sessiz konuşmaya çalışıyorlardı. Bunu fark eden harin ise jiminle konuşarak seslerin birbirine karışmasını sağladı.
"Ne düşünüyorsun?" Diye sordu yoongi taehyung'a üzgün ve karışık olduğu belliydi. Bir süre cevap vermedi taehyung denizi izledi en sonunda ise kafasındaki düşüncelerden sıyrılıp konuşmaya başladı.
"Hyung, nasıl hatırldın?" Yoongi olayı anlamış bir şekilde bakışlarını denize çevirdi.
Taehyung'u 13 yıldır tanıyordu fakat, onu 13 yıldır böyle düşünceli, karışık görmemişti.
"Efendim, izninizle biz biraz yürüyelim." Yoongi'nin bir anda ayaklanarak kurduğu cümleden sonra "Tabii oğlum." Diyerek onay veren bayan harin'in sesi duyuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Old friends • Bangtan •
ActionKüçükken mafyalar tarafından kaçırılıp özel olarak yetiştirilen Kim taehyung, Min yoongi ve Kim namjooon sıradan bir görev aldılarını düşünselerde bu görev onların hayatını değiştirecekdi.