2

527 23 54
                                    

İyi okumalar~
__________________

Gece boyu, şüphesiz ki hissetmiştim her kıpırdayışımı. Hani uyurken istemsizce kıpırdar ama genelde uyanmazsınız ya? İşte ben her kıpırdadığımda uyandım ama bedenen o kadar ağır ve yorgun hissediyordum ki gözlerimi açıp 'en son ne oldu?' Diye soramamıştım bile kendime.

Sabah olduğunu yüzüme vuran yakıcı güneş sebebiyle idrak edip zihnen kendimi açmış ve yatakta zonklayan başım yüzünden rahat 100 tur dönmüştüm. Uyumaya devam etmek istemiş ama başaramamıştım.

Pervasızca küçük bir küfür savurmuştum ellerimi yüzüme götürüp yüzümü sıvazlarken. İlk defa başımın bu kadar ağrıdığını hissediyordum. Resmen canımı yakacak seviyedeydi.

Kapalı gözlerimi uzun uğraşlar sonucu aralamıştım. Beyaz tavan ile aramda geçen kısa bakışma yavaş yavaş olduğumdan daha ayık bir duruma getirmişti beni. Buna rağmen gözlerim, düşen birkaç jeton üzerine hemen etrafta gezdiğinde kendi kendime 'neredeyim?' Sorusunu yöneltmiştim çünkü o anda kendi yatağımda ve kendi evimde olduğumu anlayamayacak kadar ayılamamıştım.

Yavaşca yattığım yerde doğrulup saçlarımı karıştırdım. Dün geceye dair bir şeyler hatırlamaya zorlamıştım kendimi. Baş ağrım resmen gözlerime vuracak raddedeydi. Üzerimde hala dün geceye ait kıyafetler vardı ama dün geceye dair son hatırladığım hobi hyung'un bize katılmasıydı. Elimi kopmuş gömlek düğmelerime atıp kaşlarımı çattım. Ne oldu dün gece?

Bakışlarım direkt telefonumu ararken yattığım yatağımın sol tarafında olduğunu görüp direkt elime almış ve ekrana bakmıştım. Sayısız cevapsız arama vardı. Hem Seokjin, hem de Hoseok hyung'dan. Direkt en üstteki numarayı yani 'Hobi Hyung' kişisini arayıp telefonu kulağıma koymuştum.

Karşı taraf telefonu yaklaşık 15 saniye içinde açmıştı. Aniden Hoseok'un sesi doldurmuştu kulaklarımı.

"Nerdesin sen aq?"

Bağırarak girdiği konuşma üzerine yeni uyandığımdan dolayı kalın çıkan sesimle karşılık vermiştim

"Evdeyim hyung? Ama nasıl evdeyim bilmiyorum. Ne oldu dün gece? Sen nerdesin? Seokjin hyung?"

"Ben şu an Seokjin'in evindeyim ve o tam karşımda. Dün aniden kayboldun jungkook, seni defalarca aradık. Neden açmasın? Zaten çakırkeyiftik bir de seninle uğraştık"

"Kafamı karıştırma hyung. Beni eve siz getirmediniz mi?"

Ve seokjin hyung'un sesini duymuştum kuruyan dudaklarımı ıslatırken

"Biz falan getirmedik seni eve. Lavaboya gidicem dedin birden ortadan kayboldun. Defalarca aradık seni açmadın lanet telefonu. Uzun bir süre seni aramamızın ardından güvenliklere sorduk ve o da senin bardan çıkış yaptığını söyledi..."

Seokjin hyung bana bir şeyler anlatırken baş ağrım düşünme yetimi oldukça düşürdüğü için telefonu omuzum ve kulağım arasında tuttum. Komodin çekmecemdeki bilisterden bir ağrı kesici çıkartıp yine komodinin üstündeki bir gece öncesinden kalma su bardağının kapak gibi olan koruyucu plastiği kaldırıp elime almıştım. Ağrı kesiciyi başarıyla içip bardağı bıraktığımda eş zamanlı kendimi geriye bırakıp yatağa yatmıştım.

"Biz de dedik herhalde canı bir şeye sıkkındı da birden gitti. Genelde öyle yapıyorsun ya haber vermeden çekip gidiyorsun. Zaten kafalar iyi olduğumuz için direkt çıktık bardan. Bende hayal mayal hatırlıyorum hoseok daha ayıktı. O idare etti genel itibariyle."

Elimi, beni sıkan aptal kemere atıp kemeri açarak konuşmaya ben devam ettim

"Dün geceye dair son hatırladığım hobi hyung'un bize katılışı. Sonrası yok ki bende"

Sinameki | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin