4

323 20 28
                                    

İyi okumalar~
__________________

Önümü zar zor görüyordum, hatta hiç dörmüyordum diyebiliriz. Büroya girer girmez "bunlar üst kata çıkacak, götürür müsün?" Diye sorarak elinde en az 2 dosya ile yanıma yaklaşan birkaç kişi daha cevabımı bile beklemeden ben asansöre gelene kadar neredeyse bürodaki bütün dosyaları üst üste benim üzerime koymuştu. Ne bu şimdi? Ben buraya gerçekten hizmetci diye mi alındım? Sabah sabah ne kadar sinir bozucu bir şey bu ha!?

Dizimle asansörü çağırıp bir yandan da kucağımdaki siyah, kırmızı ve mavi olan dosyaları dengede tutmaya çalışıyordum. İçimden ettiğim sayısız küfürü tahmin edebiliyor musunuz? Benim binbir heyecanla gelmiş olduğum bu büroda milletin ayak işlerini yapmak ne kadar itici bir şey. Hayır bari sordun götürür müsün? Diye. Siktiğimin cevabını beklesene

"Bekler mi! Beklemezler! Bileğim acıyor! Kimin umurunda! Önümü görmüyorum! Ya şu an asansör kapısı açıldığında kabin gelmediyse ve ben bir anda asansör boşluğuna düşersem!"

Neyse ki düşmemiştim ama sonuçta bir riskti. Başarıyla asansöre bindiğimde hala dosyaların dengesini koruma çabalarındaydım

"Tuşa nasıl basıcam! Bari biri insan olup bana buraya kadar eşlik etseydi! Ama hizmetçiyim ya ben! Yakında çay kahve de isterler! Bay kim bitti bunlar başladı! Sikeyim boktan şansımı.. ne bu ya? Meditasyon yeni yeni mi etkisini gösteriyor?"

Asansörün kapısı kapanalı 5 saniye falan olurken tuşlara doğru attığım 1. Adımdan hemen geri çekilmiştim. Bir şeye mi bastım ben? Duyduğum adım sesiyle alnımı, dayadığım dosyalardan kaldırıp sağ tarafıma baktım. Hemen ardından ise sesli yutkundum

"Bay kim! Neden burdasınız siz!"

Söylediklerimin kaçta kaçını duydu?! Ne zamandır burda?! Rezil mi oldum?!
Önce beni, sonra ise kucağımdaki dosyaları süzdü kafasını yana yatırarak.

"Ne bunlar?"

"Bay kim az önce söylediklerim-"

"Onları sonra konuşacağız, bunlar ne?"

"Dosya"

"Vay anasına, ciddi misin? Ben çamaşır makinesi sanmıştım. Nereye götürüyorsun bunları?"

"Bilmiyorum ki"

Ellerini Pantolon cebinden çıkartıp dosyalardan birini eline alıp açtı. Yanağını ısırarak birkaç sayfa atlarken sadece yüzüne bakıyordum. Sonra konuşucaz derken? Kimseye şahsi küfür de etmedim ama...
Dosyayı kapatıp asansörün tuşuna basması beni kendime getirirken sağ elimin uyuşuğunu hissettim. O an ise aklıma gelen en iyi fikir elimdeki dosyaları onun kucağına bırakmaktı

"Bana yardım etmek ister misiniz bay kim? Teşekkür ederim."

Koyduğum dosyaların yarısını da kendim aldığımda derin bir nefes verdim. Sağ elim felç kaldı sanırım.
Oluşan sessizlik birkaç saniyelik asansör kapısının sesi ile son bulmuştu. O esnada önden asansörden inen bay kim'in sesini duydum

"Takip et beni"

"Edeyim"

Birkaç kolidor atlayıp sonunda bir odanın önünde durmuştuk. Dosyaları tek eli ile rahatlıkla tutmuştu. Cebinden çıkardığı bir düzine anahtarı kontrol etmiş ve kilitli olan kapıyı açıp içeri girmişti. Tabii odanın ışığını yaktığı gibi hızlıca içeri girdim. Devasa bir odaydı ve kütüphane gibiydi. Sadece kitap değil dosya doluydu ki bu bir arşiv odası olduğunu fazlasıyla belli ediyordu.

Kucağımdaki dosyaları onun dosyaları bıraktığı masaya koyup bay kim'e dönmüştüm

"Ne yapıyorsunuz?"

Sinameki | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin