Merhabalar💗İyi okumalar 💃🏻
Bismillahirrahmanirrahim 🤍
Oy ve yorum yapmıyorusunuz yapın bee
(@BerfinEvsan) ithaf edilmiştir.
Bölüm şarkısı: Gülşen/ Dillere Düşeceğiz Seninle
~Bir masalı dinlemek gibi seni yaşamak. Heyecanlı ve bir o
kadar da büyülü... ~İnsanları bazen anlamsız buluyor çevremdeki herkesin ve her şeyin yok olmasını istiyordum.
Kimseyle konuşmak istemiyor, yüzlerini dahi görmek istemiyordum ki bu sık sık olurdu tıpkı şu anda olduğu gibi. Yaklaşık bir saat önce dedem işten gelmiş ve yanıma uğramıştı. Hiçbir şey dememiş sadece saçlarımı öpüp çıkmıştı.
Ona minnettardım çünkü konuşacak hâlim dahi yoktu. Kendimi çok yorgun ve bitkin hissediyordum. Sanırım hava değişimindendi.
Buradaki dördüncü günümdü ve sabah gözlerimi ağrıyla açmıştım. Kahvaltıyı dedem odama getip tekrar mutfağa geçmişti çünkü hem Kukuli kılıklı adam ordaydı hemde ben yalnız kalmak istemiştim.Bu arada artık her sabah göreceğim ikinci yüz Kukuliye ait olacaktı. Dedemin dediğine göre ikisi de evden aynı saatlerde çıkıyormuş dedemde bu yüzden konuşmuş kendisiyle. Tek kahvaltı yapmanın sıkıcı olduğunu söylemeliş ve bereber kahvaltı yapmayı teklif etmişti. Kukuli de dedemi iş yerine bırakmak şartıyla kabul etmişti dedemin teklifini.
Elimdeki tableti yatağa bırakıp ayağa kalktım. Yapmam gereken çok önemli bir şey vardı.
Aynaya yaklaşıp nasıl göründüğüme bakındım önce. Kızarmış bir yüz, dağınık bir topuz ve mükemmel kiraz desenli pijama takımımla gayet güzel durduğuma karar verip odamdan çıktım. Daha doğrusu kendimi düzeltecek hâlim olmadığı içinde güzel olduğumu düşünmüş olabilirim.
Seslerin geldiği oturma odasına geçmeden önce mutfaktan kendime bir çay bardağı aldım. Bardak altlığını almaya gerek duymadım ama çay kaşığına kesinlikle ihtiyacım vardı çünkü kendisi asıl silahım olacaktı.Sakin adımlarla küçük koridoru geçip oturma odasına yaklaştım.
Size evin kısa bir yapısından bahsedeyim öncelikle.Dedemin evi iki katlıydı. Çatı katını da sayarsak üç. Neyse işte, dış kapıdan içeri girdiğinizde sizi ilk başta küçük bir giriş karşılıyordu. Ardından tam karşıda kocaman bir salon vardı. Salona girmek için iki basamaklı merdiven koymuşlardı. Salonda gri ve kahve rengi mobilyalar kullanılarak bej rengi parkeyle uyum sağlanmıştı.
Evin iç tasarımı tamamen yengemin eseriydi. Kendisi iç mimardı ve evin baştan yapılacağını öğrenince kesinlikle kendisinin bu konuyla ilgileneceğini söylemişti. Karşı çıkanda olmamıştı zaten. Yerler bej rengi parkeye döşenmişken duvarlarda sıcak bir beyaz tonlarındaydı. Bazı duvarlara farklı renkler kullanılmıştı fakat onun detayına girmeyeceğim.
Girişteki küçük alanı geçtiğiniz de sizi sağ ve sol koridor karşılıyordu. Sağ koridorda standart boyutta bir oturma odası -ki biz şu anda orayı kullanıyorduk- ve iki yatak odası vardı. Koridorun sonundaysa ortak bir banyo bulunuyordu. Sol koridordaysa mutfak, bir yatak odası, lavabo ve kiler bulunuyordu.
Benim odam bu taraftaydı çünkü mutfağa yakın olmak önemliydi.
Üst katta da dört yatak odası ve dedemin çalışma odası bulunuyordu. Çatı da şu anda kullanılmıyordu ama ben orayı kullanacaktım. Aklıma koymuştum. Ben orayı küçük bir kütüphane yapacaktım.Ev genel olarak böyleydi işte. Şu anda size fazla büyük gelmiş olabilirdi ama o kadar da büyük bir ev değildi. Ev geniş bir aileye göre yapıldığı için gayet standarttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVDA BÜYÜSÜ
Humor"Peki en sevdiğin renk ne Şervano?" Gökyüzüne bakıyordu bende ona. Onu izlemek gökyüzünü izlemekten daha cazip geliyordu bana. "Firuze. " " Efendim? " Kıkırdadı. Gülünce daha bu güzel olduğundan haberi var mıydı? Olmasın bence. "En sevdiğim renk...