~ Serenay Doğan ~
Allahım ne dedim ben öyle? Nasıl itiraf ettim hemen. Toparlamak için bişeyler yapmalıyım.
"Efe."
Cevap yok.
"Eeeefeee. "
Yine yok. Ay bir şey mi oldu acaba?
"Efeğ"
Bu sefer resmen 'Efe' diye cırlamıştım. Eğer şimdi de tepki vermezler evine gideceğim. Tam 1-2 saniye sonra Efe'nin o aşık olduğum sesini duydum.
"E-efendim? "
"Kekeledin mi sen az önce? "
"Yok Serenay ne kekelemesi. B-ben hiç k-ekeler miyim?"
"Ahahaha Kıyamam ya ben sana. Yine kekeledin bak."
Evet Efe'yi sinir etmek çok hoşuma gidiyor. Evet evet çok gıcığım, biliyorum.
"Ya kekelemedim diyorum Serenay."
"Heh bak şimdi kekelemedin. Aferin benim yakışıklı sevgilime. "
Ne? Ben ona ne dedim? Yakışıklı Sevgilim mi?~Efe Poyraz~
"Sen ne dedin?"
Serenay bana sevgilim demişti. Her şeyden öte yakışıklı sevgilim demişti. Yani biz sevgili miydik?
"B-bişey demedim."
"Kekeledin mi sen Serenay? "
Ve Bingo! Gün döner devran döner. O benle dalga geçecekken ben hedefi 12'den vurmuştum işte.
"Sensin o bir kere. Bak trip atarım sana."
"Aaouv yapmayın prensesim, sizsiz olmaya dayanamam. "
"Ah bilemiyorum artık köle. Galiba bensiz yaşamaya alışmak zorundasın. "
Bir an Serenay'ı çok ciddiye aldım. Yani beni sevdiği için hayatından mı çıkmamı istiyor, öyle mi? Biri bana bunun saçmalık olduğunu söylesin lütfen. Acil. Daha sonra güzel sesini duydum.
"Ah şaka yapıyorum ciddiye almıyorsundur? Dimi Efe?"
"Yok ya ben senin içini bilirim. Sen beni hayatından çıkaramazsın. Ben çıkmak istesem de sen izin vermezsin. "
Derin bir oh çektim. Böyle olmaması gerektiğini biliyordum. Çünkü ne ben Serenay olmadan yapabilirdim ne de Serenay ben olmadan. Çünkü biz SerEf olunca bir bütün oluyorduk. Çünkü biz beraberken bir elmanın iki yarısı olabiliyorduk. Çünkü biz birbirimizle mutlu oluyorduk. Çünkü biz birbirimiz içindik. Bunu biliyorduk.*** 1 hafta sonra***
~Serenay Doğan ~
Sabah uyandım ama uyanmadım. Çünkü yorgunum. Çünkü üşengeçim. Çünkü mütüşmelim.*********
Dersten sonra Efe'nin yanına gittim-bana bakan binlerce yakışıklı gözle beraber- Can sıkıntısından ölmek üzereyim. Efe'nin koluna girip kulağına uzanarak "Yavrum kaçalım mı okuldan?"
Yavrum mu? Evet yavrum dedim sanırım. Umrumda mı? Hayır.
Efe bana baktı ve sessiz diyemiyeceğim bir sesle kahkaha attı ve herkes bize döndü. Biraz fazla yakın duruyorduk. Ve bu ondan daha çok etkilendiğim anlamına geliyor.O gülmesini bitirdikten sonra bana biraz daha yaklaştı ve mırıldandı;
"Senin o yavrum diyen ağzını yalarım, yavrum. "
Wtf?
Yalarım? Wowowowo *-*
"Yalar mısın? "
"Yalarım. "
Tabiki filmlerdeki gibi zil çalmadı ve tabiki biz sınıfa gitmedik. Efe'yi seven öküz kızlardan biri beni arkamdan itti ve Efe'nin dudaklarına yapıştım. Evet, yapıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZ
JugendliteraturBU HİKAYEDEKİ ÇOĞU OLAY GERÇEKTİR. "BİR OKUL AŞKIYDI BİZİMKİ, OKULA SIĞMAYAN BİR AŞK. ŞİMDİ ARADAN YILLAR GEÇTİ, BAZEN BİR DENİZ KIYISINA GİDER, EN BAŞTAN İZLERİM HİKAYEMİZİ. " ~Efe Poyraz~