15. Bölüm: Şapşal

84 4 0
                                    

Açıklama sonda, iyi okumalar ♥

~Serenay Doğan ~

"Güzelim,
Bugün doğum günün. Malum, bu seninle geçirdiğim ilk doğum günün değil. Evet, belki bu ilk değil ama en özeli ve en güzeli bu olmalı bence.
Serenay,
O poşette olan hiç bir parfüm, hiç bir deodorant senden güzel kokmuyor. O ojelerin hiçbirinin rengi senin kadar güzel değil. Hiç kimse senden özel değil benim için bu hayatta. Söyleyeceğim şu ki; seni seviyorum. Ve yeniden  benim olmanı istiyorum. Çok mu şey istiyorum? Seni seviyorum prenses. ♥"

Son cümleyi de okumamla beraber mektubu ikiye katladım ve elimde sıkı sıkı tutmaya başladım. Demek beni unutmamıştı. Hani olur ya bazen, yalnız hissedersiniz. Sanki hiç kimseniz yok gibi. İçinizde yaşadıklarınızı kime anlatsanız anlamayacakmış gibi hissetmek... Ben bunları hep yaşadım ve hala da yaşıyorum. Zor. Çok zor. Herkes harika bir hayatım olduğunu düşünürken ben kendi iç dünyamda bunlar ve bunun gibiler savaş veriyorum. Gözümden akan yaşlar; bunlar ilk değil ki. Derin bir nefes çektim ve gözümdeki yaşları sildim. Etrafıma bakındım. Biraz ilerimde bir grup kız oturuyordu. Onların biraz daha ilerisinde kızlı erkekli bir grup vardı. Hepsi mutluydu. Yüzlerinden gülümsemeleri bir an olsun düşmemişti. Özeniyordum. Lanet olsun ki onların hayatlarına özeniyordum. Çoğu hatta belkide hepsi bana özeniyordu. Ben ise onlar gibi normal olmak istiyordum çoğu zaman. Bir arkadaş grubum olmalı ve ben hep onlarla olmalıydım.  İstediğim buydu. Ama hiç kimse içimi bilmiyordu ki. Tekrar derin bir iç çektim ve elimdeki mektuba baktım. Şimdi düşünmem gereken çok daha önemli bir şey vardı. Efe.
Kalbim Efe derken beynim başka şeyler söylüyor gibiydi. Beynimi dinlemektense kalbimi dinlemeyi tercih ederim. Şimdi, Efe'yi bulmalıyım.

*****

Sakince Efe'ye doğru yaklaştım. Sırtına çıktım ve yanağından uzanıp öptüm. Bana döndü ve burun buruna kaldık.

"Oo prenses, burda olmanızı neye borçluyum? " dedi. Salak. Sanki hiç yanına gelmiyoruz. Gözlerimi devirerek

"Hiç gelmiyoruz sanki."
Dedim. Beni kendine çekti. Saçlarımı öptü. Elimi kalbinin üzerine koydu. Ben ise ona saf saf bakmaya devam ediyordum.

"Bana bakma öyle, hissediyor musun kalp atışlarımı?  Bunların sebebi sensin işte. " Ve gülümsedi ardından gülüşüne aşık olduğum adam.

Konuşmasına devam etti.

"Ee sen söyle bakalım, neydi geliş sebebin? "

"Şey, hani ben bugün doğmuşum ya. Sende bana bi mektup yazmışsın ya. Ben işte onunla alakalı bişeyler söylemeye geldim."

"Söyle bakalım eşşek gözlü kız"

Güldüm. Yine eşşek gözlü demişti şebek.

"Ben seni seviyorum Tamam mı? Hemde çok. Deliler gibi. Ama..."

Huzurla beni dinleyen gözleri aniden kocaman açıldı. İçimden güldüm onun bu haline.

"Ama ne Serenay? Severken niye ayrı olalım mal mıyız biz? "

Güldüm. Bu hali hoşuma gitmişti.

"Şaka yapıyorum aptal. Tabiki Evet. ♥"
Der demez bana sarılıp başladı. Boynumu ona yasladım, kokusunu içime çektim. Bu koku, Efe'nin kendi kokusu... Burada sonsuza kadar yaşayabilirim işte.

Merhaba arkadaşlar, kısa ve sıkıcı bir bölüm olduğunun farkındayım ama bölüm zamanı çoktan geçmişti. Ve bu aralar biraz final üzerine yoğunlaştım ayrıca dershanem de başladı. Pek boş vaktim olmuyor. Ama bundan sonra daha çok beraber olucaz. Git gide finale yaklaşıyoruz.

Final demişken, hikayeyi çok fazla uzatmayı düşünmüyorum. Tadında ve guzel bir final olacak. Umarım hepiniz beğenirsiniz.  Kendinize iyi bakın, bir daha daha güzel bir bölümde görüşmek üzere.
Hoşçakalın ♥
Yorum ve vote vermeyi unutmayın.
Seviliyorsunuz xxxx ♥

DENİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin