Gözümü açtığımda 2 kişilik bir yatakta yattığımı fark ettim. Kolumda serum vardı. Serum neredeyse bitmişti. Fakat Minho nerdeydi?
Yatakta yavaş yavaş doğruldum ve kolumdak serumu çıkarttım. Yataktan indiğimde hâlâ biraz başım ağrıyordu ama Minho'yu bulmak istiyordum. Kapıyı açtım ve dışarı çıktım. Çıkar çıkmaz kapının karşısındaki ufak salonla birleşik ufak mutfakta yemek hazırladığını gördüm. Gerçekten çok güzel bir görüntüydü. Neden ben böyle şeyler düşünüyordum?
Ondan hoşlanıyormuydum?Ben bunları düşünürken bakışları bana doğru döndü. Bana baktığında nedense heyecanlanmıştım ve bakışlarımı ondan kacırmıştım. Açık olan ocağı kapattı ve bana doğru dönüp bana yaklaşmaya başladı.
''Uyanmışsın. Kendini iyi hissediyormusun?''
Başımı salladım. Bana yaklaşmaya devam ediyordu. Bende geriye doğru gitmeye başlamıştım. Sırtımda çıktığım odanın duvarını hissettiğimde durdum ve konuşmaya başladım.
''Ben seni göremediğim için çıkmıştım odadan.''
Tam dibimde durmuş beni izliyordu. Ona sormak istediğim şeyler vardı ama nasıl sorucağımı bilemiyordum.
''Sana birşey sorabilirmiyim?''
''Hm?''
O an gözlerinin tam içine baktım.
''Beni neden kurtardın? Hayatını riske arttın benim için. Neden?''
İkimizde gözlerimizin tam içine bakıyorduk. O an belimde bir el hissettim. Elini belime dolamıştı. Buda kalbimin daha hızlı atmasını sağlamıştı. O güzel dudaklarını araladı ve konuşmaya başladı.
''Çünkü sana aşığım Jisung. Seni çok az bir süredir tanıyorum ama sana aşığım.''
Duyduklarıma inanamıyordum. Artık herşey rüya gibi geliyordu. Ama kabusmuydu yoksa güzel bir rüyamıydı anlayamıyordum.
Söyleyeceğim şeyden sonra ne olacağı umrumda değildi.''Bende sana aşığım Minho. Seni cok az bir süredir tanıyorum ama sana aşığım.''
O an dudaklarımızın arasındaki bir kaç santim yok olmuştu. Onun güzel dudakları benim dudaklarıma değmişti. Sadece birbirinin üzerinde bekletiyorduk dudaklarımızı. O sırada bir elimi onun boynuna çıkarttım ve kendime doğru bastırdım.
Bu hareketimden sonra sert bir öpüşmenin içine girdik. O alt dudağımı ısırıyordu ben ise onun üst dudağını emiyordum. Dudağımı bir kez daha ısırdığında ağzının içine küçük bir inleme bırakmıştım. O ise bundan yararlanıp ağzımın içini dili ile talan etmeye başlamıştı. Dili ile damağımı emmeye başladığında nefessiz kaldığımı hissettim. Başımı geri çektiğimde nefeslenmeme izin vermişti. Ben nefeslenirken o ise beni izliyordu.
Elini uzatıp yanağımı okşadı bana hayran bir şekilde bakarken.
''Çok güzelsin.''Ona bakarken söylediği şey ile gülümsedim. Bu anın sonsuza dek sürmesini istiyordum. Ve tekrardan konuşmaya başladı.
''Ama şimdi yemek yememiz gerek. Bir daha düşüp bayılmanı istemem.''Başımı salladım ve daire şeklindeki yemek masasına oturdum.
...
İlk bölüm 30 okuma almışş
Bu arada birkaç bölüme final olur büyük ihtimal çünkü konu kalmadı.
Bu arada birdaha ki bölümde M varr
Her neyse öpüldünüzz<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzme Öğretmeni/Minsung
Fanfiction''Sen kimsin ve beni neden buraya getirdin?'' Bir fısıltı gibi çıkmıştı ağzımdan kelimeler ama eli kapının kulbunda olan Minho'yu durdurmaya yetmişti. Bana dönmeden konuştu. ''Belki hayatında son kez göreceğin biri belkide celladın...''