Sabah uyandığımda her yerim acıyordu, özellikle de kalçam...
Gözlerimi açtığımda yanımda yine Minho yoktu. Yataktan kaklmak için doğrulmaya çalıştığım sırada kalçam fena acımıştı. Yatakta zar zor doğrulduğumda oturamadığımı fark ettim. Yan bir şekilde oturuyordum yatakta! Yerdeki kıyafetlerimi aldım ve giyinmeye çalıştım. Büyük bir çaba ile yapmaya çalıştığım şeyi başarmıştım.Ayağa kalktığımda bacaklarım titriyordu. Duvara tutuna tutuna ilerlemeye çalıştım ancak 10 saniyede yarım adım atabiliyordun neredeyse. Yavaş yavaş kapıya doğru ilerledim. Kapının kulbunu tuttuğumda elleriminde titrediğini fark ettim.
Kapının kulbunu indirdim ve yavaş yavaş açtım. Kapıyı açmamla minho'yu kahvaltı hazırlarken görmem bir oldu. Kapının çıkarttığı sesi duyunca bakışlarını bana doğru çevirdi.
Beni zor ayakta durarken görünce doğruldu ve gülmeye başladı.
''Ne gülüyon piç?''
''O kadar acıdımı?''
''Of ya bi git zaten zor ayakta duruyorum. Bayılıcam şuraya.''
Söylediğim şeyden sonra biraz daha güldükten sonra bana doğru yaklaştı ve yüzünü bana doğru yaklaştırdı.
''Kıyamam sana. Alışman gerek maalesef güzelim.''
Gözlerimi kaçırdığımda daha fazla ayakta duramiycakmış gibi hissediyordum. Tam o sırada Minho beni kucağına aldı ve masaya doğru yürümeye başladı.
''Bende tam seni uyandırıcaktım. Otur bakalım şuraya.''
Beni kucağından sandalyeye oturttururken çığlık attım. Kalçamın acısına oturamıyordum.
''Ne oldu jisung? İyimisin?''
''A-acıyor''
Zar zor konuştuğumda utançtan ölmek üzereyedim. Minho sırıtıp beni tekrar kucağına aldı. Niye sırıtıp duruyon orospu evladı.
Minho sandalyeye oturduğunda benide kucağına oturtmuştu. Ve... burası daha rahattı. Tek sıkıntı sertliğinin kalçama değiyor olması.
''Rahat mı?''
Yutkundum ve ağır ağır başımı salladım. Off utanmaktan yok olma derecesindeydim. Kahvaltıya başladıktan sonra Minho'nun birşey yemediğini fark ettim.
''Sende yesene.''
Sırıttı ve konuştu.
''Seni mi?''''Ya bi git ya. Of.''
''Tamam tamam sen yedirirsen yerim.''
Yutkundum ve çatalıma salatalık batırdım. Minho'ya uzattığımda bana bakarak çataldaki salatalığı aldı ve yemeye başladı. Ama hâlâ bana bakıyordu.
''Şunu yapmayı kesermisin?''
''Neyi yapmayı?''
''Gözlerinle beni yemeyi.''
Dediğim şeye gülerken bende utanmaya devam ediyordum. Yemeği bitirdikten sonra. Minho'nun kucağından kalkmaya çalıştım fakat beni geri oturtturdu. O sırada ağzımdan ufak bir inilti kaçmıştı.
''Minho bırakırmısın?''
Minho'nun nefesini boynumda hissetmem ile donmuştum.
''Ama ben daha yemeğimi yemedim.''Dudakları boynuma deydiğinde gözlerimi yumdum. Boynumu emmeye başlamıştı başımı geriye doğru attım ve ona istediğini verdim.
Tam o sırada dışarıdan araba sesi geldi. Ben ne olduğunu anlamazken Minho'nun söylediği şey her şeyi açıklıyordu...
''Siktir...''
...
Seleme cenemeler
Offf birdaha ki bölüm final
Dün yeni fic yazmaya basladim onu yayınlicam bu bitince
Neyse yorum yapıp oy kullanın plss
Offf ilk ficimi bitiriommm
Neyse öpüldünüzz
Görüşürüzz<333
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzme Öğretmeni/Minsung
Fanfiction''Sen kimsin ve beni neden buraya getirdin?'' Bir fısıltı gibi çıkmıştı ağzımdan kelimeler ama eli kapının kulbunda olan Minho'yu durdurmaya yetmişti. Bana dönmeden konuştu. ''Belki hayatında son kez göreceğin biri belkide celladın...''