''Neden öyle bakıyorsun?''

495 40 94
                                    

M uyarısı!

Hiç konuşmadan yemeğimizi yemiştik. Sanki az önce öpüşmemişiz gibi... En sonunda ayağa kalktım.

''Ben doydum. Bulaşıkları yıkayayım.''

Başını salladığında kaselerimizi aldım ve tezgaha doğru ilerledim. Musluğu açtığımda o his içimde dolaşmaya başladı. İzleniyormuş hissi...

Bulaşıkları yıkarken masa arkamda kalıyordu ve Minho'yu göremiyordum. En sonunda bulaşıkları bitirdiğimde arkamı döndüm. Minho oturduğu sandalyeden beni izliyordu. Ama öyle böyle değil. Hayran kalmış gibi izliyordu...

''Neden öyle bakıyorsun?''

''Nasıl bakıyorum?''

''Hayran kalmış gibi...''

''Hayran kaldım çünkü.''

Utandım. Gözlerimi kaçırdım ve Minho dışınıda her yere bakmaya çalıştım.

''Iı ben... Evi toplayayım.''

''Jisung ev toplu.''

''Iı o zaman... Heh toz alayım ben.''

Olduğum yerden salona doğru ilerlemeye başladım. Minho'nun yanından geçerken tahmin edemeyeceğim bir şey oldu. Minho kolumdan tuttu ve kendine doğru çekti. Şuan Minho'nun kucağında oturuyordum!?

''M-minho napıyosun? B-bırak lütfen...''

''Çok güzel olduğunu söylemişmiydim?''

Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Titriyordum... Kalkmaya çalışdım fakat belimden tutarak beni iyice kendine yapıştırdı. Şuan kasıkları kasıklarıma değiyordu ve bu daha da titrememe neden oluyordu. Anlık bir refleks olarak omuzlarını tutmuş olabilirim ama isteyerek yapmadım.

''M-minho l-ütfen ya- ahh''

Minho beni iyice kasıklarına bastırdığında cümlem yarıda kesilmiş ve ufak bir inilti dökülmüştü dudaklarımdan. Deli gibi titriyordum...

''Ah yapma Jisung. İkimizde istediğini biliyoruz.''

Konuşamıyordum artık. Sadece gözlerimi kapattım. Kasıklarımın altındaki sertlik içimde hoş bir his bırakıyordu. Ben bunları düşünürken bir yandanda Minho'nun omuzlarını tırnaklıyordum.

Tam o sırada belimi saran ellerinden bir tanesi kalçalarıma doğru indi. Kalçamı sıktığında tekrar bir inilti çıktı ağzımdan.

''Adımla inle Jis.''

İçimdeki his devam ederken duyduğum sesle ne yapacağımı şaşırmışken. Kalçamdaki elin daha da sertleştiğini hissettiğimde Minho'nun istediğini yaptım...

''Minho-ahh''

Sırıttı.
''Aferim. Böyle söz dinle.''

Tam o sırada hayatta düşünsem aklıma gelmeyecek bir şey söyledim.

''Ahh Minho yeter becer beni artık dayanamıyorum...''

O an kalçamdaki el durdu ve Minho zaten yakın olan yüzüme daha da yaklaştı ve burnunu burnuma sürttü.

''Benim sevgilim çok sabırsız bakıyorumda.''

O an ne yapacağımı bilemeyip yüzümü boynuna gömdüm. Evet bunu yaptım. Çok güzel kokuyordu... Minho birden ayağa kalktı ve yürümeye başladı. Bende bu sırada hâlâ kucağındaydım.

Yatak odasına girmiştik. Ne? Dur yatak odasına girmiştik. Kapıyı kilitledi. Hayır!? Ben az önce be demiştim? Hayır hayır hayır.

Minho beni yatağa yatırdı ve üstüme çıktı. Az önce bir kaç saniyeliğine ayrılan kasıklarımız şimdi tekrar buluşmuşlardı. Yüzlerimiz çok yakındı ve ben kıpkırmızıydım.

Onu öptüm. Tamam alıştıra alıştıra söylemem gerekiyordu. Ben onu öptüm. Ama sadece dudağımı deydirdim. Kafamı geri çekicekken boynumda bir el hissettim ve o el beni tekrardan Minho'nun dudaklarına yönlendirdi.

Minho alt dudağımı esir aldığında bende onun üst dudağı ile meşguldüm. İçimdeki bu hissi ilk defa tadıyordum. Çok garip birşeydi. Sanki içim içime sığmıyor gibi.

Bir süre sonra dudağımı bırakıp boynuma yöneldi. Bende bu sırada ona boynumu kaldırıp ona yer açıyordum. Minho adem elmama yöneldiğinde çoktan orayı emmeye başlamıştı. Nefessiz kaldığımı hissettim. Boynuma geri çekmeye çalıştığımda yatakta olduğum için çok bir şey değişmemişti.

Minho anladığında yüzünü tekrardan yüzume yaklaştırdı.
Bana tekrardan hayranlık ile bakmaya başladı.

''Çok güzel olduğunun farkında mısın?''

Bir fısıltı gibi çıkmıştı bu kelimeler ağızından. Fakat bedeni birleşik olan benim duymam için yeterli seviyedeydi.

''Minho yeter bu kadar. Bu işin nereye gideceği belli.''

''İstekli olan sendin.''

Bunu söylemesi ile bacak aramda baskı hissetmem bir oldu. Bacağını bacak arama konumlandırmıştı ve baskı uyguluyordu. Ben ise bu baskıyı hisseder hissetmez bacaklarımı birbiribe bastırdım fakat değişen birşey olmamıştı. Hatta daha da artmıştı hissettiğim baskı.

Bacak aramda dayanılamaz bir baska hissettiğimde sımsıkı sıktığım gözlerimi kocaman açıp yüksek sesle inlemem bir olmuştu.

''Seni becermemi istiyormusun güzelim?''

Duyduğum soru ile zaten dayanılamaz olan baskı bir üst seviyeye yükselmişti. Artık kendimi kasmaktan karnıma ufak bir ağrı bile girmişti. Dayanamayacağımı anladığımda zar zor konuşmaya çalıstım.

''Minho yeter artık yapacaksan yap şunu!''

Minho dediğim şey ile daha da sırıtırken dudağıma doğru yaklaştı. ''Sen çok istiyorsan yaparız.'' Dudağıma öpücük kondurduktan sonra doğruldu. Nihayet bacak aramdaki baskı sona ermişti. Bende bu rahatlama ile kendimi serbest bırakmıştım. Taki şortumu boxerım ile beraber indirildiğini hissedene kadar...

...

Arkadaşlar bana kızmayın. Ben öyle uzun M yazamıyorum. Elimden gelen bu kadar maalesef.

Canım sıkıldı bir bölüm daha atiyim dedim.

Yarında bölüm atıcam. Çünkü finale çok çok az kaldı.

Neyse görüşürüzzz

Yüzme Öğretmeni/MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin