364 43 55
                                    

Aklımda birkaç olay var ve hikayeye gerçekten mükemmel bir son düşünüyorum. Sona yaklaştık...

İyi okumalar:)

MOONLİGHT-RİLEY'İN AĞZINDAN BİR BÖLÜM OLACAK

Tutunduğum yeri daha sıkı kavradım ve hızı biraz daha arttırdım. Yüzüme çarpan soğuk rüzgar hoşuma gidiyor ve saçlarımı geriye savuruyordu. Buraya geldiğimden beri ikinci defa elbise giymiyordum ancak yine de elimdeki yüzükler hariç herşeyim siyahtı. Motorum da.

Tanınmamak için deri bir maske takmıştım, ellerimde deri eldivenlerim vardı ve yüzüklerimin az da olsa şişlikten belli oluyordu. Ve herşeyden de önemlisi kuleden kaçmıştım. Evet, yine.

Bu kaçıncı kaçışımdı bilmiyorum. Daha ne kadar kaçmaya devam edeceğimi de bilmiyorum. Her kötü hissettiğimde kaçacaktım sanırım. Kötü hissetmek diyince... James ile kavgamız üzerinden iki hafta geçmişti ve benden kaçıyordu. Sol elimi şuan ne kadar hızlı olsam da motordan çekerek hâlâ az da olsa belli olan küçük çizik üzerinde işaret parmağımı gezdirdim. Yakında tamamen kaybolacaktı.

Elimi geri motora koymak için yüzümden çektiğimde dengeyi kaybetmiştim.

İki hafta boyunca başıma büyük bir bela almamışsam, çok büyük bir olay çıkarmamışsam bile şuan kesinlike ölecektim.

Herşey ağır çekimle olurken ellerimi motorda tutmak zorlaşmıştı. Ellerimi bıraktığımda motordan uzağa, yolun kenarına yuvarlandım. Muhtemelen heryerimde ezikler ve yaralar oluşmuşsa da hiçbiri kaşımın üstündeki kadar olamazdı. Kask takmamanın zararları.

Bilincim bulanık olsa da hâlâ yerindeydi. Kapadığım gözlerimi açtığımda bugün yeniay zamanı olmasına rağmen gökyüzünde, tam tepemde hilal şeklinde Ay vardı. Yıldızlar ve gökyüzü dönüyordu ve gözümün önünde siyah noktalar oluşuyordu.

Ölmeden önce James ile konuşmak, aramızdaki sorunu çözmek istedim. Loki ile konuşmak, onu seven insanlar olduğunu, canavar olmadığını, buz devi olmanın onu canavar yapmadığını söylemek istedim. Tony ile konuşup ona babam gibi olduğunu, hiçbir zaman hissetmediğim baba sevgisini bana yaşattığı için teşekkür etmek istedim. Ve diğerleri ile konuşup beni böyle kabullendikleri için, bana aralarında yer verdikleri için teşekkür etmek istedim...

Ama bu sefer kesin ölüyordum. Sonunda cehenneme, layık olduğum yere gidecektim. Benim gibilerin arasına.

Siyah noktalar görüşümü tamamen kaplamadan bilincimi kaybetmiştim.

Uyandım. Yine. Lanet olsun ki yine uyandım! Gözlerimi açmadan etrafı dinlediğimde başımın dibinde ses çıkaran bir makine vardı. Bu rahatsız ediciydi. Ağzımda ise değişik bir maske takılıydı.

En son hatırladığım şey motor kazasıydı. Zihnimi hatırlamaya zorladığımda hayatım yavaş yavaş gözlerimin önünden geçti. Bunun ölürken olması gerekiyordu.

Sinirle soluyarak yattığım yerde doğruldum. Yine bir hastane odasıydı. Kuledeki, Bruce'un hastane odasına tercih ederim orası ayrı. Kollarıma bağlanan değişik kablolara yüzümü buruşturdum. Kabloları sakince sökmeye çalışmayı beceremeyince, kopararak sökmüştüm. Yüzümdeki değişik maskeyi de nihayet çıkardığımda rahat nefes almıştım.

BAŞKA EVREN - AVENGERS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin