bir haftada iki gezegen

362 41 68
                                    

Aynı bölümü ikinci kez yazıyorum. Şimdiden özür dilerim...

Karanlık dünyaya gelmiştik. Şindi sıra bunların liderlerini bulmaktaydı. Bir uzay gemisi dışında etrafta birşey göremeyince oraya ilerledik. Geminin dışında bir grup kara elf, ortalarında ise bir tahtta oturan elf vardı. Elfler bize saldırırken Loki ve Thor onlara karşılık veriyordu. Ben ise etrafıma görünmez bir kalkan oluşturdum ve olduğum yerde bekledim.

"Sizi bu kadar erken beklemiyorduk Odin oğulları." Gözleri üzerimde dolandı ve aniden ayağa kalkıp bana yaklaşmaya başladı. Korkup uzaklaşmak yerinde kollarımı birbirine doladım ve olduğum yerde bekledim. "Çok güçlü bir enerji hissediyorum. Sende çok güçlü birşeyler var."

Alayla güldüm. "Kanımdaki 4 sonsuzluk taşıdır belki ha. Ne dersin?" Elf bir adım geri çekildi. "Nyx kızı Riley?" Başımı sallayarak onayladım.

Elf bir adım daha geri çekildi. "Burayı, bizi yok etmeye geldin." Gözleiemi devirsem de gülüşüp yankılanmıştı. "Hadi ya!"

"Sen lanetlisin!" Bunu söylemesiyle gülüşüm silindi ve yutkundum. Bunu elbette biliyordum. Hakkındaki bütün kehanetleri, masalları bildiğim gibi. Yine de güçlü durarak bakışlarımı ondan çekmedim. "Annesinin bile istemeyip başka bir boyuta gönderdiği, babası belli olmayan, yaşamının son gününe dek lanetli olansın."

Buğulanan gözlerimle birlikte sinirleniyordum da. Bir yılan gibi sıktığım dişlerimin arasından tıslayarak konuştum. "Benimle böyle konuşamazsın."

Elf güler gibi kulaklarımı tırmalayan bir ses çıkardı. "Sen kimsin ki? Evreni yok edecek olan, lanetli olansın. Yok etmekten başka birşeyi bilmezsin. Aevgi nedir, aşk nedir bilmezsin. Bende bu sözlerimle senin içindeki kalan biraz iyiliği yok ediyorum."

Dişlerimin kurulacağından korkuyordum. Kalkanı yok ederek Elfin önünde durdum. "Evet, ben her zaman yok eden olacağım. Ve bundan pişman olmayacağım." Elimde bir hançer yaratıp onu elfe sapladım. Defalarca aynı şeyi tekrarlamıştım. Sinirim geçmediğinde ne olacağını biliyordum. Zorlukla Thor ve Loki'nin zihnine girdim. "Gezegenle birlikte yok olmak istemiyorsanız Asgarda geri dönün!"

Bir dakikadan biraz uzun sürse de ikisi de Biffrost ile gitmişlerdi. Sonunda gücümü serbest bıraktım. Ellerimi iki yana açıp gücün verdiği acı ile bağırdım. Altımızdaki yerde yarıklar oluşurken yarıkların içinde mor bir ışık parlıyordu. Büyük bir patlama ile gezegen patladığında etrafımdaki saydam kalkan beni koruyacak olsa da Asgard sarayına ışınlandım.

Ana salondaydım. Thor ve Loki'de buradaydı. Thor başını iki yana salladı. "Hiçbir zaman değişmeyeceksin. İyi biri olmayacaksın." Kalbimin binlerce parçaya ayrıldığını hissederken olduğum yere dizlerinin üstünde düştüm. Loki yanıma gelecekken etrafımda bir kalkan oluşturarak onu durdurdum. Ona bakmaya yüzüm yoktu.

"Riley, Thor'u takma. Her zamanki gibi saçmalıyor." Başımı iki yana salladım. Gözlerimdeki yaşları artık saklamak istemiyordum bu yüzden akmalarına izin verdim.

"O haklı. Ben... Ben lanetliyim, Loki." Başımdaki tacımı alıp bakmadan bir kenara fırlattım. "Son günüme, son anıma dek lanetli benim kaderim. Lanetliyim. Ben yok edenim. Tek iyi yaptığım şey bu."

Aklıma Tony geldiğinde hıçkırarak ağlamaya başladım. Onu yüzüstü bırakmıştım. İyi biri olamamıştım. "Bir ailem bile yok."

BAŞKA EVREN - AVENGERS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin