bir kehanet daha

690 61 30
                                    

Selam! Bu bölümü erkek bitirmek ve olaylara karışıklık katmayı düşünüyorum. Aklımda farklı şeyler var. Bir ihtimal mitoloji, Marvel ve kendi fikirlerimin karmasından bir bölüm olacak. İyi okumalar.

"Arka bahçe yanıyormuş! Yangını söndürememişler, diğer koridorlara da sıçramış!"

Bağıran gardiyandan gözümü çekip tekrar Lokiye baktım. Buradan kaçmak için sınırlı zamanımız vardı muhtemelen ve eğer onun bilgilerinden faydalanmak iyi olacaktı. "Loki!" Bana baktığında bu kargaşadan keyif aldığını fark ettim. Fesatlık Tanrısıydı işte ne olacak. "Buradan çıkmama yardım etmelisin."

Tereddüt etmeden başını salladı. "Bende geleceğim." Zamanı gelince ondan kurtulabilirdim ne de olsa. "Tamam" dediğim sırada zindanlara zihnine girdiğim ve sarayı yakmasını sağladığım gardiyan girdi. Önce beni sonra Lokiyi hücresinden çıkartmıştı. Muhtemelen sarayın çoğu yangınla ilgileniyordu. Hücreden çıkınca gücümü istediğim gibi kullanabileceğimi hatırladım. Portal açabilirdim belki ancak bunun için fazlasıyla yorgundum ve ensem hala ağrıyordu. Lokiyle gözgöze geldim. "Bizi bu diyardan bir şekilde çıkarman lazım." Başını salladı.

"Arka kapıdan çıkamayız, diğer kapılarda da muhtemelen birkaç kişi vardır." Emin olamayarak etrafını kontrol etti ve tekrar bana döndü. "Sarayın altındaki tünellerden gideceğiz." Arkasını donüp hızla ilerlemeye başladığında onu takip ettim.

"Vay be! Sarayınızın altında tünel mi var? Bu çok havalı!" Bizim sarayın altında tünel olsaydı şimdiye kadar binlerce kez kaçmıştım. Lokinin tepkime sırıttığını zar zor fark ettim. Yolun devamında uzun bir merdiven indik, sessiz ve meşalelerle aydınlatılan koridordan geçtik. Loki sonunda duvara yaklaşıp sanki orada bir kapı varmış gibi ittirdi. Yankı yapan sesle daha karanlık hatta neredeyse göremeyeceğim, dar bir koridor ortaya çıktı. Onun yanına geçip koridora baktım.

"Önden gitmek ister misin?" Gözlerini karanlık koridordan ayırmayan Lokiye sırıtarak baktım.

"Ne o fesatlık Tanrısı, korkuyor musun?" Hızla bana döndüğünde yüzlerimiz arasındaki mesafeyi azaltmıştı.

"Ne alakası var?" Ses tonu aşağılar gibiydi ancak aşağılanmış hissetmiyordum.

Bir adım geri çekilip "Önden gidiyorum." diyerek koridora girdim. Ben koridorun öbür ucuna bakmaya çalışırken arkamdaki ışıkla oraya döndüm. Loki elindeki meşaleyle bana bilmiş bilmiş bakıyordu. Bu fikir daha önce neden aklıma gelmemişti?

"Gözlerini üzerimden çek ve yola odaklan, Moonlight." Göz devirip önüme döndüm. Ben önde, o arkamda ilerlemeye başladık.

Daha önce sormadığımı fark ederek sordum. "Nereye gideceğiz?" Bu koridorun veya tünelin bizi en fazla nereye götüreceğini sormamıştım aslında, başka diyara gitmemiz gerekiyordu ve hangi diyara gideceğimi bilmiyordum.

"Daha önce bütün diyarlara gittim, hiçbirinde iyi bir izlenim bıraktığım söylenemez." Nefesini sesli bir şekilde dışarıya üfledi. "Sanırım Jotunheim."

İstemsizce kaşlarımı kaldırdım. Birkaç mitoloji kitabı okumuştum elbet. "İyi de"

Lafımı bölüp konuştu. "Evet, Jotunheimla Asgardın arası iyi değildir ancak ben bir Asgardlı değilim." Duyduğum şeyle olduğum yerde durup hızla arkamı döndüm.

"Ne?" Bu tepkime gülümsedi. Kaşlarımı çatıp kendi kendime mırıldandım. "Kesinlikle birkaç tane daha mitoloji kitabı okumalıydım." Loki bu sefer sesli gülmüştü.

BAŞKA EVREN - AVENGERS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin