AŞKLARIMM NASILSINIZ? UMARIM İYİSİNİZDİR. BÖLÜMLERİ BİRAZ GEÇ YAYINLADIĞIMIN FARKINDAYIM AMA HİÇ YAZACAK VAKTİM OLMUYOR. UMARIM BU BÖLÜM HOSUNUZA GİDER.
🖤YORUM YAPMAYI SAKIN UNUTMAYIN.🖤 HEPSİNİ TEK TEK OKUYUP HİKAYEYE BİR ŞEY KATMAYA ÇALIŞIYORUM. İYİ OKUMALARR💋💋
Derin Özkan'ın ağzından
İsminin Kaan olduğunu öğrendiğimiz çocuk ve kucağında yatan yaralı kız ile yemekhanenin bahçeye açılan kapisinin önünde duruyorduk. Hala ormanin içindeydik. Gün neredeyse aydınlanmıştı. Kız çocuğun kollarında can vermek üzereydi. Hiç içeri girmeyi bir gün bu kadar isteyeceğimi hayal etmezdim.
Özür ve Kerem bir yandan kapıyı yumrukluyordu.
-Aç kapıyı!-Yaralı var müdahale lazım!
Bir kaç dakika o şekilde bağırsak da hiç bir şey değişmemişti. Hatta Mehmet'i bırak adamlarından biri bile çıkıp bir açıklama yapmamıştı. Kaan gözlerini kucağında yatan pembe saçlı kıza dikmişti. Öylece ona bakarken gözünden tek bir damla yaş süzüldü. Kız onun için çok önemli biri olmalıydı.
Tam ümidimiz bitmiş ve neredeyse pes etmek üzereyken kapı bir anda açıldı. Mehmet'in adamları hışımla gelip kollarımıza girdi. Adamlar Kerem, ben ve Özgür'ü yemekhaneye soktuktan sonra yemekhanenin giriş kapısından sedye getirdiler. Kızı nazikçe alıp sedyeyle taşımaya ve götürmeye başladılar. Tam onların arkasından Kaan da gidiyordu ki diğer adamlar onun da kollarına girdi. Biraz direnip silkelensede gözleri bize takıldığı an bu çabasından vazgeçti. Bizi hareketsiz ve bir şeyleri kabullenmiş olarak görmek onun, çabalamanın saçma olduğunu inanmasını sağladı sanırım.
Tam adamlar bizi götürmek üzereyken hoparlörden alışkın olduğumuz o ses konuşmaya başladı.
Kıza sağlık ekipleri müdahale edecek ama kurtulamayabilir. Kerem, kardeşini odasından çıkar ve koridordaki adamlara teslim et.
Biz ne olduğunu anlamaya çalışırken kollarımıza giren ikişer adam bizi aynı bir suç işleyen suçlularmış gibi sıkı sıkı kavrayarak kaldığımız hole getirdi. Kaan etrafa şaşkın gözlerle bakıyordu. Bizse yani ben ve Kerem bir hışımla Işık'ın odasına girdik.
İçeri girdiğimizde karşılaştığımız manzara pek de beklediğimiz gibi değildi. Işık yatakta yatıyor, Barış ise sandalyede oturup onun yaninda duruyordu. Fakat şaşırılacak nokta el ele tutuşmuşlardı. Öylece uyuyakalmışlardı. Aniden odaya girdiğimiz için o manzarayla karşılaşınca şaşkınlıktan yerimde donup kaldım. Kerem ise şaşırmış bir ifadeyle ikisine bakıyordu.
-Noluyo burda a****k**m!Kerem'in sesini duydukları gibi ikisininde gözlerini açmaları tam oldu. Barış hızla elini çekerken ,Işık hemen yattığı yerden doğruldu.
-Abi?
-Noluyo Işık niye elini tutuyor?! Seri bir yalan sık yoksa benim şuan adam dövücek halim yok.
Barış sandalyeden kalkıp Kerem'e doğru bir adım attı. "Kimi dövüyorsun sen?" dedi sert bir tonda.
-Ulan seni var ya..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk 12
Teen Fiction-Hala neyi beklediğini merak ediyorum. Yüzünde muzip bir gülüş belirdi. "Ne demek istiyosun, açık konuş."dedim sesimi yükselterek. -Telekinezi gücün olduğunu biliyorum Derin. İstesen beni durdurabilirsin.