•6• Gir İçeri !

124 48 18
                                    

Alin Gürsoy'un ağzından

Sol patikadan dönüp nehiri bulmuştum. Su gürül gürül akıyordu. Etraftan gelen kuş sesleriyle burası cennetten bir köşe gibiydi. Hemen ayakkabılarımı çıkardım. Elbisemle kayalıkların olduğu yere doğru suyun içine girdim.

Fazla ilerlememiştim ki arkadan omzuma dokunan elle irkilerek arkamı döndüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Fazla ilerlememiştim ki arkadan omzuma dokunan elle irkilerek arkamı döndüm.
Bana uzanan elin bir yabancı değil de Aren olduğunu anlayınca bir ohh çektim. Kalbim korkudan küt küt atıyordu.

"Ay aklım çıktı ya!" deyip refleks olarak Aren'e vurdum.

-Korkuttuysam özür dilerim fıstık.

"Yabancı biri sandım. Sen benim burada olduğumu nereden anladın?" diye sordum.

-Olmadığını farkettim, dün ormandan gelince nehir bulduk dediğiniz aklıma geldi. Kesin ordasındır diye düşündüm. Seni yeterince tanımışım sanırım.

Gülümseyip sanırım demekle yetindim. Aren'in bana karşı ilgisinin tabiki farkındaydım. Ama bunun küçük bir çapkınlıktan ötesi olduğunu düşünmüyordum. Çoğu erkek onlar için ölüp biten kadınlar yerine böyle saçma sapan kaçanı kovalama oyunlarını daha çok seviyor. Bana göre ortada bir aşk yoksa ilişkiye başlamak vakit kaybıdır. Aren'in neden bu oyunu uzattığını anlayamıyordum.

Bir anda ayakkabılarıyla nehre girdi ve suyun içinde yanıma doğru ilerliyordu. Yanıma gelip yüzümü uzun uzun incelemeye başladı. İlk defa bu kadar yakındık. Uzun boylu olduğu için ancak onun omzuna geliyordum. Daha da yaklaştı. Kahverengiye çalan koyu ela gözlerini adeta gözlerimle mühürlemişti.

"Çok güzelsin." dedi fısıldar bir tonda.

Bir anda gelen iltifatlara alışkın değildim ve nasıl tepki vermem gerektiğini de bilmiyordum. Öylece Aren'in yüzüne bakakaldım. Benim o dona kalmış halimi görünce dudağında bir tebessüm oluştu.

"Of Aren gerçekten uğraşamicam bu saçma sapan oyunlarınla." dedim ve nehirden çıkmak için bir kaç adım atmıştım ki yavaşça kolumu tuttu.

-Nesi saçmalık bunun?

Bir anda ciddileşmişti. Kaşlarını çatmış gözlerimin içine bakıyordu.

-Kolumu bırak!

Canımın acıdığını sanarak elini hızla çekti. Hızlı adımlarla nehirden çıkıp ayakkabılarıma yöneldim. Arkamda öylece dururken birden konuşmaya başladı. Sesi her zamankinden çok daha ciddiydi.

-Sence yaptığım şeyler bir oyundan mı ibaret?

Cevap vermeyecektim. Duymamış gibi arkam dönük bir şekilde ayakkabılarımı giymeye çalışıyordum.

İlk 12Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin