K - 4.Bölüm

206 11 3
                                    

Draming, loading İngilizcemi sorgulamayın sakın! :)

Küçüğüm - 4.Bölüm: Peri Masalının Leyâh'ı

^

Agâh Tuğrul Çakır'dan

Tam bir yıl dört ay önce Leyla'm gittiğinde delireceğim demiştim. Bu acıya dayanamayacağımı düşünmüş ve delireceğime inanmıştım. Kim bilir, belki de delirmiştim. Ama haberim yoktu ki gidişiyle bana delirdiğimi düşündüren kadın dönüşüyle beni benden alacaktı. Bende ne akıl ne de mantık bırakan kadın sanki kırıntısı kalmış gibi aklımı almaya devam ediyordu.

Bizim bir çocuğumuz vardı ve ben bunu aylar aylar sonra öğreniyordum. Her şeyi yoluna sokmaya çalıştığım dönemde aslında hiçbir şeyin yolunda olmadığını ama güzel şeylerin olduğunu ve olmaya da devam ettiğini öğreniyordum. Kızsam mı, sevinsem mi, üzülsem mi, şaşırsam mı kararsız kaldığım anları yaşıyordum. Kızmak istiyordum Leyla'ya, bunu benden sakladığı için. Sevinmek istiyordum sevdiğim kadından bir kızım olduğu için. Üzülmek istiyordum çocuğumun ve Leyla'mın hamileliğinin hiçbir anına şahit olamadığım için. Ve şaşırmak istiyordum benle ayrılmak isteyen kadının bebeğimizi aldırmadığına.

Ona nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyordum. Bana böyle güzel bir duygu yaşattığı için tüm sinirime rağmen teşekkür etmek istiyordum ona.

"Adı ne?" diye sorduğumda duraksadı. Gözleri doldu ve bana arkasını döndü. Biraz daha sakinleşmiş hissediyordum. Ona karşı zaten sinirli kalmam imkansızdı.

"Leyâh" diye fısıldadığında bir an duraksadım düşündüm. Bu ismi nasıl düşündüğünü anlamaya çalıştım. Ama o beni çok zorlamadı, kendisi düşüncelerime tercüme oldu. "Leyla ve Agâh isimlerini birleştirdim." diye fısıldadığında dudaklarının arasından bir hıçkırık koptu.

Şaşırmayı sonraya bıraktım ve derin bir nefes alıp ona doğru bir iki adım atım. Onu kendime çevirmeden arkasından sıkıca sarıldım ona ve saçlarına birkaç küçük öpücük bıraktım. Kollarımdan kurtulmak istediğinde derin bir nefes daha aldım ve onu kendime çevirip yanaklarını tekrar avuçlarımın arasına aldım. Baş parmağım akan yaşları silerken gözlerini öptüm. Kokusunu tekrar derin derin soludum. Alnını  iki köprücük kemiğimin arasına yasladı ve iç çeke çeke sakinleşti. Kolları yavaşça belimi sarmaladığında yüzümde bir gülümseme oluştu.

"Leyla'm... Neden böyle olduk?" diye sorduğumda kollarını daha sıkı doladı. Sanki sadece bana sarılmaya ihtiyacı varmış gibi davranıyordu. Onun cevap vermeyeceğini anlayınca içimdeki heyecanı saklayamadan ondan ayrıldım. "Kızımızla beni tanıştırır mısın?" diye sordum sakin olmaya çalışsam da heyecanın esir aldığı sesimle.

Burukça gülümsedi ve benden tamamen kopup kapıdan dışarı çıktı. Derin bir nefes alıp peşinden yavaşça çıktığımda göğsümde yayılmaya başlayan sızıyı umursamadım. Şuan sadece kızım ve Leyla'mı görmek onlarla zaman geçirmek istiyordum. Sonunda ölüm de olsa onlarla zaman geçirirdim.

Leyâh, Leyla ve Agâh'ın canı... Ben ne sevap işlemiştim de böyle güzel bir an yaşıyordum şu an?

Adımlarımız çocuk acilde yavaşladı. Ben tamamen ona uyarak ilerliyordum. Şimdi de bir sedyenin üstünde ağlamaktan içi çıkmış şekilde yatan bir bebeğin yanında durmuştuk. Öyle güzeldi ki... Simsiyah saçları, yeşil ve mavinin harmanlandığı gözleri... Annesinin geldiğini görünce ağlaması durdu. Dudaklarını büzerek ellerini Leyla'ma uzattığında gülümsedim. Leyla, kucağında kızımızla çok güzel görünüyordu. Onlara yaklaştım ve kızımı kucağıma almak için koltuk altlarından tuttum.

Küçüğüm |Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin