Gözyaşlarıyla ve mendillerle,
Satırların güzelliğiyle...
Küçüğüm - 6.Bölüm: Kara Sevda
^
Agâh Tuğrul Çakır'dan
Leyla'yı, Leyla'mı anlayamıyordum. Benden uzak kalmıştı aylarca ve şimdi karşıma geçmiş neler diyordu. Tutarsız davranışları beni daha çok yoruyordu. İçimdeki bu anlamsız özlem duygusu da işleri iyice çıkmaza sokuyordu. Elimden bir halt gelmiyordu ki geçmişi yaşanmamış sayayım. Leyla demek ben demekti, ben demekse Leyla...
Leyâh'a ne demeli peki? Resmen biz demekti. Leyla ve benim parçam. Üstüne üstlük gerçekten ikimizden de aldığı fiziksel özellikleriyle bizi andırıyordu. Leyla benden kızımı nasıl saklamıştı? Leyâh'ın yüzüne baktığında hiç mi gelmemiştim aklına? Söyleyeyim, demeyi düşünmemiş miydi hiç? Ya benden koskoca aylar geçmişti de kızım saklanmıştı! Ben sakin kalmayı nasıl başarabilirdim? Ben haksız olmayı nasıl başarabilirdim?
Leyla ne kadar suçlu olsa da kendini affettirmek için çabalamazdı. Aksine üste çıkardı ve beni de zıvanadan çıkartırdı. Ben haksız olsaydım keşke de kendimi affettirmek için çabalıyor olsaydım. Kızımla geçecek seneleri kaybetmemiş olsaydım.
Ben ne yapacaktım şimdi?
Nasıl bu yaşanan ve yaşanmayanların üstesinden gelecektim?
Karargahtan çıktıktan sonra en yakın arkadaşımla sessiz sakin bir kafeye gelmiştik. Biraz dertleşmek istiyordum. Beni de biri anlasın istiyordum. Leyla beni anlamazken ben onu anlıyordum ve bu beni yoruyordu. Ben de anlaşılmak ve biraz da olsun karşımda kim varsa o kişi tarafından dinlenmek istiyordum.
"Ee? Nasılsın kardeşim?" dediğinde başımı iki yana salladım ve alayla güldüm. İlker her şeyimi bilirdi. Her ne yaşadıysam ve yaşıyorsam anlatırdım ona. Ve şuan dalga geçiyormuş gibi nasılsın diye sormuştu. Aslında dökülmem içindi ama o kadar sinirli ve kırgındım ki kime nasıl tepki göstereceğimi şaşırıyordum.
"İyiyim desem inanacak mısın İlker?" diye sordum ve kollarımı masaya yaslayıp ona doğru eğildim. Anlayışlıydı ve bunu bakışlarından fark ediyordum ki bu bile yetiyordu bana. Leyla bana bakışlarıyla bile hissettirememişti anlayışlı olduğunu. Ya da bir süre sonra ben gözlerinde bir şeyler aramayı bırakmıştım bilemiyorum.
"Leyla ile karşılaştınız demek..." dedi ve oda kollarını masaya yaslayıp kirli sakalında elini gezdirdi. "Nasıl bir karşılaşma olduğunu sormama gerek yok, halinden belli." dedi ve önündeki çayından bir yudum aldı. "Ama merak ettiğim şey bu seferki sinirin neden farklı? Tuğrul ben seni tanıyorum. Sen Leyla'ya bu kadar sinirlenemezsin. Ne oldu?" diye sorduğunda derin bir nefes aldım.
Gözlerimi kapattım ve yüzümü sıvazladım. Ben Leyla'ya sinirlenmezdim, eskiden. Beni öyle yüksek bir uçurumdan itmişti ki...
Derin bir nefes aldım ve İlker'e bakarak tek nefeste söyledim ona gerçekleri. "Bizim bir kızımız varmış." dememle gözlerini irileşti. Bana öyle bir baktı ki... Hastane odasında ilk öğrendiğim an geldi aklıma. Benden nasıl sakladın sen bunu Leyla?
"Yok artık!" dedi yüksek sesli bir tepki vererek. Ağzına çakasım gelmişti o an. Mekandaki tek tük insanın odağı olmuştuk. Ama bu onun umurunda olmadı. "Böyle bir şeyi nasıl sakladı lan? Nasıl bir vicdan bu?" diye sorduğunda gerçekler bir kez daha vurdu yüzüme. Resmen benden bir hayatı sakladı, benden benim hayatımı sakladı. Bunu nasıl yaptı?
"Bilmiyorum ama eğer şans eseri öğrenmesem söylemeyecekti." dediğimde merakla olayı dinlemeye başladı. Bende ona nasıl öğrendiğimi anlattım, kavga ettiğimizden bahsettim. Daha doğrusu benim ona kıyamayıp başlamamla bitirmemin bir olduğu kavgadan bahsettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçüğüm |Yarı Texting
ChickLit"Sen beni hiç sevdin mi Agâh?" Diye fısıldadım. Oysaki ben emindim beni sevdiğinden. Ben emindim bir tek bana baktığından. Ben biliyordum bir tek bana güvendiğini. Ama benim gibi canı yansın istedim. Benim gibi içi sızlasın istedim. Gözlerindeki d...