BÖLÜM 5

43 5 4
                                    


Nisan 2012

Louis televizyonu kapattı, uzaktan kumandayı bir kenara attı ve dramatik bir şekilde Harry'nin kanepesine çöktü, yatak odasının kapısına baktı ve kapının açılmasını umuyordu. Ne kadar çabalasa da Harry'nin şu anda kapalı kapılar ardında bitmiş romanını okumakta olduğu gerçeğinden başka hiçbir şeye konsantre olamıyordu.

"Neredeyse bitirdim!" cümlesinin ne anlama geldiği konusunda erkek arkadaşıyla gerçekten konuşması gerekiyordu. Çünkü bu yaptığı şey neredeyse bitirmek değildi.

Louis yine de tamamen adil olmadığını düşündü. Romanı neredeyse dört yüz sayfaydı (kesin olarak söylemek gerekirse üç yüz seksen altı) ve Harry'ye tamamlanmış taslağı daha dün vermişti, Staples On Seventh'da basılıp ciltlenen bir kopyayla onu şaşırtmıştı. Harry ağlamış, onu öpmüş ve sonra Louis'e, niye bitirdiğini bana söylemedin diye bağırmıştı, kalın kitapla şakacı bir şekilde ona vurmuştu.

Sonra hemen giyinmiş ve tüm eşyalarını sırt çantasına atmış, Louis'yi yatağında çıplak ve yarı sert bırakmıştı çünkü hemen eve gidip kitabı okuması gerekiyordu ve bunu Louis'nin yanında yapmasının hiçbir yolu yoktu. Özellikle de o boynunu öpüp dururken. Hatta Harry telefonunu kapatacak kadar ileri gitmişti, Louis'i bütün gün kendi başına bırakmıştı, sessizliğini bozup ona standart bir iyi geceler mesajı göndermişti, şu ana kadar kitaptan ya da onun hakkında ne düşündüğünden bahsetmemişti.

Gerçeği söylemek gerekirse beklemek tam bir işkenceydi.

Bu Louis'in hayatının en uzun yirmi dört saatiydi; sabırsız, güvensiz ve biraz da azgın olmak ona yakışmıyordu. (Harry'ye kitabı her zamanki tembel cumartesi sabahı sevişmelerinden sonra vermesi gerekirdi, daha önce değil; o kadar aptal ki.) Günü Harry'yle birlikte zihinsel olarak kitabı okuyarak, hikâyenin neresinde olduğunu, en sevdiği karakterin kim olduğunu, on ikinci bölümdeki olay örgüsü hakkında tam olarak ne düşündüğünü merak ederek geçirmişti. Aralıklı bir şekilde uyumuştu, sonunda Adam ve babasıyla olan o sahneyi kesmesi gerekip gerekmediğini sorguluyordu, bunun biraz fazla sert olup olmadığını merak ediyordu, eşcinsel bir gencin reşit olma hikayesi için bile bu sert olarak nitelendirilebilirdi. Yurtdışında bir yaz geçirdikten sonra kanatlarını açmayı öğrenen küçük bir kasabadan bir çocuk...

Belki Louis biraz acele etmiş ve günaydın mesajını aldıktan yarım saat sonra Harry'nin kapısının eşiğinde belirmişti. Ama elinde değildi. Dürüst olmak gerekirse Louis bu kadar beklediği için bir çeşit madalyayı hak ettiğini düşünüyordu. Harry onu öptü, hoşgörüyle gülümsedi ve sonra onu oturma odasına kapatıp kendi odasına geri döndü, kapıyı kilitledi. Harry'nin kitabı "neredeyse bitirdiğini" söylediğinde hiç şaşırmamıştı.

Bu kırk beş dakika önceydi.

Aman Tanrım, diye düşündü Louis, yan dönerken yastıklardan birini göğsüne bastırdı. Ya Harry ondan ayrılmayı düşündüyse?

Kahretsin, ya beğenmezse? Peki ya nefret etmişse? Ya Louis'e gerçeği nasıl söyleyeceğini bilmediği için odasında saklanıyorsa? Daha da kötüsü, ya yangın merdiveninden inip kaçarsa?

Kahretsin.

Louis yastığı yüzüne bastırıp çığlık attı.

Harry'nin bundan nefret etmesi tamamen sorun değil, diyordu kendi kendine. İnsanların farklı zevkleri var, bu gerçekten büyütülecek bir şey değil.

Ama bu büyük bir olaydı.

Bu üç yüz seksen altı sayfa hayatının sadece son on beş ayıydı; her sayfadaki her kelime onun kanına, terine ve gözyaşlarına bulanmıştı. Bu onun atan kalbiydi, ruhu açık ve çıplaktı. Daha önce anlamadığından değil ama şimdi Louis, Harry'nin aylar önce onu ilk kez resmettiğinde neler hissetmiş olabileceğini daha iyi anlıyordu. Harry'nin kendisini savunmasız hissetmesinin ne kadar korkutucu olduğunu ve özellikle de ilişkileri bu kadar hassas ve yeniyken sanatını Louis'yle bu şekilde paylaşmanın ne kadar cesur bir hareket olduğunun tamamen takdire şayan olduğunu düşündü. Şimdi daha kolay olmalıydı ama aslında öyle değildi. Bir yıldır birlikteydiler, Louis'in hayatının en güzel yılıydı. Harry'yi varlığının her zerresiyle seviyor ve bundan da önemlisi Harry'ye içtenlikle güveniyordu. Reddedilmesi yıkıcı olurdu ve Louis'in asla iyileşebileceğinden emin olmadığı bir durumdu bu.

Mine Would Be You| Türkçe Çeviri (Larry Stylinson )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin