"2. Resital"
✶
Olduğu yerde zıplayarak genç çocuğun ne yaptığını anlamaya çalışan küçük kız bozuk Türkçesiyle konuştu:"Ban-ba gös istiyom! " genç çocuk küçük kızın tiz sesine karşın yüzünü buruşturmuştu. "Sussana kızım! " diye azarladı, küçük kızı. Öğretmeni genç çocuğa hafta sonu için tonla ödev vermişti. Onca ödevi varken baş belası küçük kız her şeye engel oluyordu. "Ben, ben olan ben, " küçük kız lafı toparlayamadığı için küçücük elleriyle göğsüne vurdu. "Çok sıktım, oynaaa! " diyerek genç çocuğun elini çekiştirmeye başladı. Genç çocuk oflayarak yerinden kalkınca küçük kız Menina sevinçle ellerini birbirine vurdu. Efkan işaret parmağını Menina'ya doğru sallayarak "Sadece bir kere oynarız! " diye uyardı. Ama Efkan'da biliyordu ki bu küçük kız onu ne kadar çileden çıkarsa da sergilediği aptal sevinç hareketleri ve Türkçe'yi doğru düzgün konuşamamasına rağmen düşük çenesi onu ikna etmeye yetiyordu.
"Ne oynamak istiyorsun? " Menina, Efkan'ın sorusuyla düşünmeye başladı. Efkan'nın yaşadığı ev aynı kendi evleri gibi büyük ve merdivenliydi. Menina düşmekten korkmazdı, zaten hep çok sakar olduğu için düşmeye alışmıştı. O büyük merdivenleri sekerek inmek onun için paha biçilmez bir eğlence kaynağıydı. Efkan'nın ve ailenin geri kalan üyelerinin yatak odaları üst kattaydı. O büyük merdivenleri koşarak inmek istediği için "Kovalamaca! " diye bağırdı. Türkçe de doğru telaffuz edebildiği nadir kelimelerden biriydi. Efkan başını iki yana sallayarak kovalamaca oyununu reddetmişti. Menina'nın ne kadar sakar olduğunu bildiği için ve eğer o merdivenlerden yuvarlanırsa hassas ve küçük bedeninin ne kadar yaralanacağından haberdar olduğundan bunu istememişti.
Menina'nın inatçı karakteri Efkan'nın sözlerini umursayacak değildi. Efkan hep ailenin gözdesi olmuştu, her zaman kurallara uyan, çalışkan, zeki evin gözbebeğiydi. Bu yüzden evde yaramazlık söz konusu değildi. Tabi Menina'nın ziyaretlerini saymazsak...
Menina, Efkan'ı ikna edemeyeceğini bildiği için onun damarına basmayı seçecekti, bunu yaşıtlarına rağmen her zaman uzun ve geniş cüsseye sahip çocuğa minik diyerek yapacaktı. Minik kelimesi Menina'nın sorunsuz telaffuz ettiği ikinci nadir kelimeydi. Çocuğun yüzüne doğru "Minik! " diye bağırıp oyun arkadaşının tepki vermesini bekledi. Efkan'nın yaşınında etkisiyle olmadığı gibi gösterilmesi onu deli ediyordu. Dişlerini sıkarak "Ne dedin sen? " diye sordu, sabrının sınırlarındaydı. "Minik! " küçük kız tekrar suratına doğru bağırınca Efkan yerinde kıpırdandı. Menina onun bu haline alışkın olduğu için hızla kapıdan çıktı. Merdivenleri zıplayarak inmesi Efkan'ı çok korkutuyordu, bu cüce kız yaralanınca kendi yaralanmış gibi canı acıyordu. Bu sebeple biraz daha yavaş koşmasını istediği için ona yetişebilecek mesafeye sahipken bile adımlarını yavaşlattı.
Menina'nın şımarık gülüşleri Efkan'nın dudaklarını kıvırmıştı. Ona kıyamadığı için yavaşlamışken Menina'nın onu çıldırtmak ister gibi söyledikleri eski öfkesini ona iade etmişti. "Minik, minik beni yakaşmaz!" Efkan hızlanınca Menina çığlık çığlığa ailelelerinin oturduğu geniş, ferah salona girdi. Annesi kucağında Mir ile otururken kızını görünce yönünü çeviremeden edememişti. Menina'nın babası Behzat Bey küçük çiçeğini görünce gülerek onları izlemeye başladı. Hem çocukluk hem de askerlik arkadaşı dalgınca kızını izlemeye başlayınca Kerem Bey'in de bakışları oğlundan kaçan kıza takılmıştı. Eşi Aslı Hanım ve büyük oğulları bahçe de olduğu için bu manzaradan mahrum kalmışlardı.
Menina, Efkan'nın hızlanan adımları yüzünden daha hızlı koşmaya başlamıştı. Efkanların yaşadığı evin salonu amerikan mutfaktı. Lakin mutfağa geçerken on beş santimlik platform Menina'nın kısa bacakları için büyük engeldi. Mutfağa doğru koşarken Efkan'nın nerede olduğunu anlamak için arkasını dönmüştü ki sakarlığı yüzünden platforma zıplamayı unuttu. Sonu tabi ki her oyunları gibi çığlık kıyamet ağlamalarla bitti. Menina'nın çığlıklı ağlamaları karşısında kucağında uyuyan Mir'in rahatsız olmaması için Menina'nın annesi bahçeye, Aslı Hanım'ın yanına gitmişti. Behzat Bey kızının ağlama seslerini duyduğu gibi kızının yanına gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MENİNA
Teen Fiction"Mor laleler sana huzur getirsin, sevgilim... " Son kez onu gömdüğüm toprağa baktım. Daha sonra elimde ki tabancanın tetiğini çektim...