Gözlerimi araladığımda yarbayın giyindiğini gördüm, üniformasını giyiniyordu. Elimdeki elma şekere bakıp gülümseyerek doğruldum, bana döndü ve gülümseyerek "Öğle arasının sonlarına yaklaşıyoruz elma şekerini ye sonra git istersen, canın yanmıyorsa tabii"
"Yanıyor, kalçam ve boğazım ağrıyor, kalbim, beynin acıyor" yaklaşıp ellerini yanağıma götürdü "Neden beynin ve kalbin acıyor canım?" Gözlerimi kapatıp "Beni yerine koyduğun kişi seni istememişti ve sana fiziki zarar vermişti... bende seni istemiyordum ve sana zarar vereceğimi düşünüyorsun, bana aşık olmak istemiyorsun aşıkken" konuşmam bittiğinde gözlerimi açtım.
Haklı olduğumu duymama gerek yoktu, gözleri söylüyordu ve gözler yalan söylemez. Yanağımı okşadıktan sonra elimdeki elma şekerini alıp paketini açtı ve yatağa oturup beni kucağına çekti, elma şekerini bana tuttu yemem için, bitirene kadar bekledi bitirdikten sonra da yanağıma bulaşanları parmağıyla temizleyip parmağını temizledi.
"Sen biraz dinlen ben bir şeyler düşüneceğim miniğim... duş almak istiyorsan yan odada var" bacağımı okşarken aklına gelenle tekrar konuştu "Bende aldırabilirim" kafamı olumsuz anlamda sallarken "Gerek yok, sen göreve git"
Dudaklarımı öpüp ayağa kalktı, beni yatağa bırakıp "İyi dinlen yarın gelen Amerika birlikleriyle tatbikat yapıcaz Kuzey Kore'ye yakın" kafamı onaylar anlamda salladım ve yarbay odadan ayrıldı.
Üzerimdeki, yarbayın kazağına bakıp sonra ayağa kalktım. Çalışma odasına geçip cama yanaştım, yarbay aşağıda birlikleri tek sıra halinde dizmişti yanlış duranlara da şınav çektiriyordu. Bir yandanda ellerini arkasında birleştirmiş önlerinde gezinirken "Yarın amerikadan gelen birliklerle tatbikat yapıcaz, şehre inme ihtimalimiz var. Sorusu olan?!"
Kimseden ses çıkmayınca tam sıraya geçmelerini söyleyecekti ki bir ses "Yarbayım izninize sığınarak.." dedi çekingence. Yarbay "Söyle!" Diye çıkışınca yine aynı çekingenlikte "Jimin nerede..? Bir zamandır yok" dedi
"Arkadaşı mısın?" Hayır değildi? Kimse benimle konuşmuyordu ki? Kim bu piç?
"Sayılır Yarbayım" yarbay onun yanına gidip önünde durdu "Merak etme yarına kadar gelecek, gelince ona sorarsın. Çocuk çocuk sorularla uğraştırma beni!" Dedikten sonra sıraya girmelerini söyleyip silah tutuş talimine devam etti, ben yokken öğrenmiş olmalılardı.
Duşa girerken aynadan kanamış dudağımı gördüm, bale hareketlerini unutmamak için duşa girmeden önce esneme hareketleri yapıp ayaklarımı esnettim. Duşa girip yeni aldığım şampuanla ve duş jeliyle yıkanırken o askerin kim olduğunu düşündüm.
Duş aldıktan sonra yarbayın temiz bornozunu giyip saç kurutma makinesiyle saçlarımı kuruttum. Bornozumu çıkartmadan çalışma odasına geçip laptobu açtım, bir bale dersi veren video açıp hareketleri yapmaya başladım.
Video bittikten sonra ise odada babamın çakmağını arıyordum ama asla bulamadım, oflayarak açtığım son çekmeceyi kapatıp kitaplıktan bilimle alakalı bir kitap alıp onu okumaya başladım. Dışarıdaki sesler kitaba odaklanmamla giderek azalmıştı, genetikten bahsetiyordu, bitkilerdeki çeşitliliğin nasıl oluştuğunu anlatıyordu.
Kitaptan yavaş yavaş sıkılmaya başladığımda dışarıdaki sesler arttı, yarbayın sesiydi bu "Şınav pozisyonu al! Ayağa kalk! Şınav pozisyonu al! Ayağa kalk!" Tekrarlayıp duruyordu. Kitabı kapatıp pencereye çıktım bir gruba ceza veriyordu, büyük ihtimalle yapamamışlardı. Onlara gülüp tekrar içeriye döndüm, bir bale videosu daha açtım ama bu çalışma ilkinden daha uzundu.
Ben bale çalışmaya devam ederken kapı açıldı üzerimdeki bornoza sarılıp kapıya baktığımda gelenin yarbay olduğunu gördüm "Bale mi biliyorsun?" O olduğunu anlayınca elimi bornozumdan çektim "Evet, çok severim ve çok çalışıyordum unutmamak için tekrar yapıyorum" yanıma gelip belime sarıldı sonra beni kucağına alıp duvara yasladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Military Wound'YoonMin
FanfictionJimin'in ağzından Cinsel içerik vardır Hiçbir tarihi ya da siyasi gelişmeleri gerçek olarak yansıtmamaktadır. Tamamen kurgudur. Askerde tanıştığı Yarbay Yoongi'yi kendine aşık eden Jimin ona aşık olduğunu fark edemez...