XIII

59 40 8
                                    

Köy evinde üç gün kalmamıza rağmen hiçbir neticeye ulaşamadık. Emir olaya ilgisini kaybetmişti ama benim için aynı şey söz konusu bile değildi.

Burada kalmamızın bir anlamı olmadığını ikimizde biliyorduk ama Nehir'i hâlâ bulamamız beni endişelendirmeye devam ediyordu.

Onu bulmadan buradan gidemezdim. Kaçırıldığım yere tekrar gidip aramayı düşündüm, çünkü içimdeki korku buna müsaade etmiyordu.

Emir'e sormayı düşündüm:
"Köylüleri ikna edip oraya gidemez miyiz Emir?"

"Polisler gitti bir şey bulamayıp geri döndüler, köylüler ne yapabilir ki?"

Söylediklerinde haklıydı, ama içim rahat etmiyordu.

Eve gitme vakti gelmişti. Nehir'i burada bırakmak istemiyordum ama başka çarem yoktu.

İkindiye doğru dışarı çıktım ve Nehir'i bulmak için yeniden kaçırıldığın yere gitmeye karar verdim.

Zavallı arkadaşım kim bilir ne hâldeydi, onu düşündükçe yerimde duramıyordum.

Emir uyuyordu, ona haber vermeden sessizce evden çıktım. Nehir'in bir şekilde yardıma ihtiyacı olduğunu hissediyordum.

Belki katil onu da öldürmüştü, buna dayanacak gücüm yoktu. Bir kişiyi daha kaybedemezdim.

Kübra ve Derya'yı öldürmüştü, sıranın Nehir'de olduğu belliydi. Elimi çabuk tutmazsam onu da öldürecekti.

Köyün çevresindeki dağlık alana doğru ilerledim. Her taşın, her ağacın arkasına baktığımda bulamayınca kendimi huzursuz hissettim.

Nehir'in gözlerinin önünde o ân da neler yaşandığını, neler hissettiğini düşündüm ve içimdeki umutsuzluk arttı.

Uzunca bir süre aradıktan sonra, bir çığlık sesi duyar gibi oldum. Hemen o yöne doğru koştum ve Nehir'i bir uçurumun kenarında titreyerek buldum.

Hemen yanına gidip ona sarıldım ve ona güvende olduğunu söyledim. Nehir gözlerinden yaşlar süzerek bana sarıldı.

Biraz oturup dinlendik, bir süre konuşmadan sadece gözlerini kapattı ve dinlendi. Onu bulduğum için içimden şükrediyordum.

Nehir'i kurtarmış olmanın mutluluğuyla birlikte, köylülerle birlikte köye geri döndük. Eve döndüğümüzde Emir'in hâlâ uyuduğunu gördüm.

Uyandırmaya kıyamadıysam da bu mutlu haberi ona da söylemek istedim.

"Emir uyan, Nehir'i bulduk!" Sesimdeki neşeyi uykuluyken bile fark etmişti.

Gözlerini araladı ve yanımdaki Nehir'e baktı. Kısa bir sessizlikten sonra konuştu:

"Hoşgeldin Nehir, bizi çok korkuttun, başına bir şey geldi zannettik."

"Çok korkunç günler yaşadım, Kerim'in nerde olduğunu bilmiyorum, onu hâlâ bulamadım, bizi kaçıran adamın yüzünde maske vardı. Hiçbir şey göremedim."

Bu beni kaçıran katildi.

"Ne istiyor bizden cani?!"

Nehir bana dönerek:
"Beni ölüme terk etti. İplerden kurtulmam çok zor oldu. Beni bulduğun yerde neredeyse susuzluktan ölmek üzereydim. Başım dönüyor, çok yorgunum. "

Emir:
"Hepsi geçti, ondan artık kurtuldun.. "

Artık köyde olduğumuzu ve Nehir'in güvende bulunduğunu bilmek beni rahatlattı.

Geriye Kerim'i bulmak kalıyordu. Umarım başına kötü bir şey gelmemişti ve umarım hayattaydı.

Geceyle DansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin