14. bölüm

246 20 20
                                    

Yazardan

Herkes umudunu kesmiş sessizce gözyaşı dökerken Ha na'nın içine beyaz bir duman girdi.

Hana yukarı doğru yükseldi sonra gözleri mavi oldu.

Ayakları yere bastığından ipleri kopardı.
Bölgeleri öyle bir akıyorduki savcı bile onları ağzı açık şekilde izliyordu.

Ha na'nın saçları tekrar kıvırcık olmuştu.
Gözlerinin yansımasından bile bölgeleri görünüyordu .

Bayan Chu'da alıp kapıya doğru koştu ve kapıya tekmeyi indirdi . Kapı kırılmıştı..

Bayan Chu'yu bir kenara bırakıp geri içeri girdi ve motak'ı da çıkarıp bayan Chu'nun yanına bıraktı.

Sıra Mun'a gelmişti ona yaklaştı ve kolunun altına girdi Mun ise ona hayran ve sevgiyle bakıyordu

Çünkü onu çok seviyordu hergün sevgisi artıyordu.

Onuda diğerlerinin yanına oturttu.
" telefon varmı?" diye sordu Mun'a

Mun başını sallayıp cebinden telefonu çıkarıcakken Hana ona yaklaşıp yere oturdu ve cebinden telefonu çıkardı.

Arama yerine girip ambulans çağırdı.
Ambulans gelmişti , Hana ise Mun'un yanındaydı elini tutmuş onu kontrol eden görevlilere bakıyordu Mun ise Hana'ya

"Bişeyi yok sadece darbe almış" dediği gibi Hana derin bir nefes verdi nefesini ne zaman tuttuğunu bile bilmiyordu.

Görevli diğerlerine bakmaya gitti.
Hana ise bayan Chu ve mo tak'a bakmaya gidicekken Mun onun elini tuttu.

Hana ilk eline sonra ise Mun'a baktı heyecanlanmıştı hemde fazlasıyla ..

" gitme" dedi Mun " beni burda bırakma "
Hana Mun"un yanına oturup onun elini tuttu

"İyi misin bir yerin ağrıyor mu" dedi Hana Mun'a

Başını salladı iyiyim dercesine Mun . Başını Ha na'nın omzuna koydu.

"Çok korktum sana bişey olucak diye" dedi Mun

Hana, Mun'un onun için endişelenmesine sevinmişti. Saçlarını okşayarak

" ben iyiyim hemde çok iyiyim" dedi
"Ama parmak-" daha cümlesini bitiremeden aklına parmaklarının kırık olduğu geldi.

Anında elini avuçlayıp baktı

Hana yüzünü buruşturmuştu acıdan, tam tamına üç parmağı kırıldı ve gerçekten acıtıyordu.

"Ahh" dedi Hana inleyerek
"Acıyormu" dedi Mun Ha na'ya bakarak
Hana başını sallayıp "evet birazcık" dedi

Mun ayağa kalkıp görevlileri çağırdı .
Görevli gelip Ha na'nın parmaklarına bakıp birşey sürdü ama yakıyordu hemde çok fena.

Bittiğinde gitti Mun hemen Ha na'nın yanına oturdu bu sefer Hana , Mun'un omzuna koydu kafasını Mun ise eksik kalmayıp kolunu omzuna koydu.

" acıyormu" diye sordu tekrardan Mun
Hana başı Mun'un omzundayken başını salladı . Mun Hana'nın elinden tutup avcunun içine koydu bir süre öyle kaldılar .

....

Restoranda oturuyorlardı, hepsi Hana'ya bakıyor Hana ise hepsine teker teker bakıyor ve 'neden bana öyle bakıyorlar ' diye düşünüyordu sonunda dayanamayıp sordu

" neden öyle bakıyorsunuz korkmaya başlıyorum "

Bir süre daha baktılar sonra bayan Chu konuştu. " sen iyi misin az önce kaçırılmıştın nasıl bu kadar canlısın ".

Hana Parmağıyla kendini göstererek
"Ben mi?" diye sordu çünkü Hana kendinin gayet iyi olduğunu düşünüyordu.

"Yok ben " dedi motak kendini göstererek
Hana tatlı bir şekilde gülüp " dalga geçme" dedi sonra yerine oturdu" ben gayet iyiyim sadece" parmaklarına baktı ve yüzünü buruşturdu sonra onlara baktı " ben bu parmaklarla nasıl kötü ruh çıkarıp dövücem" dedi

"Ben bakarım şimdi bişeyciği kalmaz "dedi bayan Chu. Hana'ya yaklaştı ve elini avucuna alıp iyileştirmeye basladı biraz acıyordu ama
Sonda dayanamayıp inledi hafifçe .
Bunu duyan Mun kalkıp Hana'nın yanına gelip oturdu. Daha yeni bir parmağı düzelmişti.

Biraz durdu bayan Chu nefes almak için
"Tamam birazcık...yok yada çok acıyor " dedi "birazcık dayan Hana iki parmağın kaldı bitsin sonra sana güzel bir et pişiricem" dedi bayan Chu dediği gibide Hana ona baktı " et mi ... Çabuk yap bitsin ben çok açım " dedi
Elini uzattı

Ama o kadar çok acıyordu ki bayılma maddesine gelicekti resmen. Gözlerini sıktı dayanamayıp alnını yanında olan  Mun'un omzuna koydu .

Mun ise kolunu ona sardı " biraz daha dayan yarın seni istediğin yere götüreceğim" dedi Mun , Hana'nın sırtını sıvaslarken " sözmü" dedi Hana nefes nefese " söz"

O sırada ikinci parmakta bitmişti. Son ve üçüncüsü kalmıştı biraz nefeslendikten sonra diğerinide iyileştirmeye başladı bayan Chu.

Bu seferki daha çok acıyordu çığlık attı Hana kafasını kaldırdı koyduğu yerden Mun'a baktı gitgide daha çok acıyordu .

"Çok acıyor bu kötü ruhların Allah belasını versin" dedi Hana gerçekten dayanılmaz bir acıydı. Mun oturduğu sandalyeden kalkıp dizlerine çöktü.. ve Hana'ya sarıldı sıkı sıkı

"Çok az daha dayan biraz kaldı" dedi Mun ama biliyordu dayanılmaz bir acı olduğunu.
Sonunda bitmişti, bayan Chu'nun burnu kanıyordu bunu gören motak ayağa kalktı ve bayan Chu odasına götürdü .

Mun ise Hana'yı kucağına alıp götürüyordu . Et de yalan olmuştu.
Yatağına koyup " iyi geceler" diyip odadan çıktı.

Merhaba yine herkese
bu bölüm biraz garip  geliyor sizede öyle geliyormu ?

Neyse kendize iyi bakın
Bay bay

Şeytan Avcısı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin