08.10.2023
James esen rüzgarın sertliğini yüzünde, tüm bedeninde hissediyordu. Sonbahar havası sertti bu sene. Ağaçların yere düşen yapraklarını botlarıyla ezerek her zaman geldiği kafeye gelmişti.
Buranın kahvesini severdi ve burayı keşfettiğinden beri başka yerde kahve içmek ona çok zor geliyordu.
Minik bir kafeydi, sessizdi, sakindi. Kendine has müşterileri vardı. İçeride siyah masalar krem rengi duvarlar ile sarılmıştı. Duvalardaki posterler de ortama başka bir hava katıyordu.
James, kapıyı açtı ve kapının üstündeki zil iki kere çaldı. Bir masa doluydu sadece. Sabahın erken saatleri olduğu düşünülürse şaşırtıcı değildi. Pek fazla kişi yoktu saat yedide kalkıp kafeye kahve içmeye gelecek. Özellikle sonbaharda.
Tezgaha doğru yaklaştı.
"Pardon kimse yok mu acaba?"
Arkadaki mutfaktan tanımadığı birisi çıktı. Üzerinde önlük, yakasında isim kartı yoktu. James kaşlarını çattı.
"Nasıl yardımcı olabilirim." dedi çocuk hiç bozuntuya vermeden.
"Siz çalışan mısınız?"
Siyah, kıvırcık saçları olan kendisinden biraz kısa çocuğa doğru sordu.
Çocuk da bu sefer kaşlarını çattı.
"Size ne istediğinizi sorduğuma göre kim olabilirim?"
James, kendisine diklenilmesini beklemiyordu.
"Her zaman bu kafeye gelirim ve sizi ilk defa görüyorum, o yüzden de şaşırdım. Abartmanıza gerek yok. Düzgünce evet diyebilirsiniz."
İkisi de kaşlarını çatmıştı.
"Evet. Çalışanım beyefendi. Şimdi söyleyin ne istiyorsunuz?"
James sabahın köründe kafeine ihtiyacı olmasaydı çıkıp sonra gelebilirdi ama şu an çok büyük yoksunluk duyuyordu.
"12432 numaralı kahveden istiyorum. Çabuk olursa sevinirim."
Hemen çıkıp gitmek istiyordu.
"Süresi ne kadarsa o kadar zamanda hazır olacak. Çabuk olursa diye belirtmenize gerek yok."
James sabrının sınandığını hissetti. Çocuk kahveyi hazırlamaya başlamıştı.
"Adınız neydi?"
James, merak etmişti adını.
"Niye sordunuz?"
"Yaka kartınız ya da ne bileyim önlüğünüz yok. Alelade birisi gibi geziyorsunuz dükkanda. Sorma gereği duydum. Kiminle muhattap olduğumu bilmek isterim."
"Patronum değilsiniz, sizi ilgilendirmez."
"Müşteriyim-"
"Ve müşteri her zaman haklıdır değil mi?"
Lafı ağzına tıkmıştı çocuk. James gittikçe daha çok sinirleniyordu.
"Altı üstü adınızı sordum. Abartmayın bu kadar."
O sırada kahve makinesinden ses geldi. Kahve hazırdı. Çocuk James'e bardağı uzattı.
James kartını çıkarıp parasını ödedi ardından da kafeden çıktı. Keyfi kaçmıştı. Kampüse doğru yürümeye başladı.
Bu çocuk kimdi bilmiyordu ama öğrenecekti. Kafasına koymuştu.
___________________________
Merhabalarr.
Kısa bir hikaye yazmak istiyordum hep.
Çok uzun sürmeyecek bu hikaye en fazla 12 bölüm olur diye düşünüyorum. Bakalım, belki değişir duruma göre.
Bölümün başında olayların yaşandığı tarihleri bırakıyorum.
Siz de hikayeye başladığınız tarihi bırakabilirsiniz.
Kendinize iyi bakın. Görüşürüz.