3.0

111K 5.6K 3.6K
                                    


Hikayeme oy vererek destek olmayı unutmayın
Keyifli okumalar 🦋

Bol bol yorum yapmayı ihmal etmeyelim.

🫶🏻

Bir sonraki uyarıya kadar +18 içerik mevcut. Okumak istemeyenler aşağı doğru kaydırabilir.

Tükürüğüm boğazıma dolanırken aklıma gelen ilk şeyi söyledim.

"Biliyor musun? Sıcak su, soğuk sudan daha ağır."

Dağhan'ın kaşları söylediğim şey ile çatıldı. "Ne?" Bana ne saçmalıyorsun der gibi bakıyordu haklı olarak.

Sanki çok önemliymiş gibi durmadım ve konuşmaya devam ettim. "Soğuk su ve sıcak suyun hacimleri eşit olduğu için kütle ve yoğunlukları doğru orantılıdır. Bu durumda hacimleri eşit olan soğuk su ve sıcak suyu karşılaştırdığımızda, soğuk suyun yoğunluğu daha fazla olacağından dolayı kütlesi daha faz..." Dağhan'ın dudaklarını dudaklarıma bastırması ile susmak zorunda kaldım.

Söylediklerimi hiç umursamadan öptü beni. Hoş umursanacak bir yanı da yoktu, sadece saçmalıyordum.

Dudaklarımız ortamın sessizliğinde buluşurken Dağhan kalçamdan tutarak beni kaldırdığında bacaklarımı beline doladım. Vücutlarımız birbirine temas ederken ben de ellerimi onun saçlarına gömdüm.

Bedenim duvarda yavaş yavaş kayarken sonunda durmuştum. Vücudum onunkiyle kapı arasında sıkışmıştı. Dillerimiz birbirine değiyordu ve elleri kalçama inmiş, sertçe sıkıyordu. Kalça­sını bana sürttüğünde dudaklarımdan sabırsızlık dolu acı bir inleme kaçtı.

Dudaklarını çenemden kulağıma doğru gezdirdi, kulağımın altındaki bir noktayı hafifçe ısırınca bütün vücuduma bir titreme yayıldı. Daha ne olduğunu anlayamadan arkamdaki kapıyı açtı ve bizi içeriye soktu. Kapı ardımızdan kapanırken yata­ğın kenarına oturttu ve önümde diz çöküp ayakkabılarımı çıkarmaya başladı. Heyecandan ne yapacağımı şaşırmış onu izliyordum.

Ayakkabılarımı çıkardıktan sonra yatağa oturdum ve onun ayağa kalkmasını izledim. Kısa bir süre gözümüzü bile kırpmadan sessizce birbirimize baktık. Kalbim deli gibi atıyor, kanım kaynıyordu.

Sesizliği ilk bozan ben oldum ve elimi kemerine doğru uzatıp hızlıca çıkardım. Madem bu yola girmiştik o zaman geri adım yoktu. Dağhan sessiz kalmaya devam ederken iç çamaşırı ile birlikte aşağıya ittirdim pantolonunu. Tam önümde duran penisine bakmamaya çalışmak çok zordu. Elimi kasıklarına doğru götürdüğüm sırada, "Yanımda prezervatif yok, sorun olur mu?" Diye sordu.

Başımı iki yana salladım. Regl düzensizliğim yüzünden zaten doğum kontrol hapı kullanıyordum. Bir sorun olmazdı.

Dağhan cevabıma karşılıklı beni kollarımdan tutarak hafifçe kaldırdı ve elbisemin askılarını çekiştirmeye başladı. "Bunu da artık çıkaralım." Ona bu konuda katılıyordum. Elbisenin fermuarını açabilmesi için arkamı döndüm. Dudaklarını omzuma dayadı ve askıları çekerken her yerime öpücükler kondurup ince kumaşın ayaklarıma düşmesini sağladı.

Bütün vücudum anın heyecanıyla titriyordu. Arkamdan elini uzatıp göğüslerimi avuçladığında istemsiz olarak kalçamı onunkine sürtmeye başladım. Vücudumu keşfetmek için üzerimde gezinen elleri beni yavaşça yatağa yatırdı. Sonrasında hiç vakit kaybetmeden parmaklarını külotumun altına sokup bacaklarımdan aşağı kaydırdı.

"Çok güzelsin." Diye fısıldadı ve arsızca gözlerini bedenimde gezdirdi. Yatakta ilerleyip bacaklarımın arasına yerleşti. Bacaklarımın arasında diz çökmüş, dünyanın en güzel görüntüsünü bana sunuyordu.

Canlı | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin