İçimde durdurulması imkansız bir fırtına vardı şu an. Yüzeye çıkmaya çalıştıkça gömüldüğüm bataklığa daha çok batıyordum. Boğazıma kadar ulaşan gerçekler benim için sonun habercisiydi.
"Neyin var?" diyen sesini duyduğumda elimdeki kristal bardak yere düştü. Tuzla buz olurken içindeki sarımsı sıvı etrafa dağıldı. Etrafa viskinin ağır kokusu dolduğunda başımı ona çevirdim.
"Boğazıma kadar boka battım. Yetmez mi?"
"Kendine bu kötülüğü yapma," parmakları çeneme hafif baskı yaptı. Yüzüm onun eşsiz yüzüne çevirildiğinde sessizce hareketlerini izliyordum. Karşı koyacak gücüm de yoktu zaten. "Senin yaşında emniyet amiri olan kaç kişi var?"
Gözlerim geriye kayarken çenemi parmaklarının mengenesinden kurtardım. Ben rezil bir insandım. En başta ben kendi mesleğime uymayacak şeyler yapıyordum. Amirlik yetkimi de kendi açıklarımı ve onun açıklarını kapatmaya kullanıyordum.
"Polis akademisi birincisi Nevra Yaşaroğlu! Ne yaşamak ama! Suç dosyam cezaevinde kalan kişilerden bile daha kabarık." Gözlerim buğulandığında burnumu çektim. Tuzlu sıvının akarak tüm yüzümde sert bir tabaka oluşturmasını istemiyordum. Hızla oturduğum yerden kalktım. Daha önce defalarca geldiğim, her zerresine tenimin değdiği siyah salona ilk kez bu kadar dikkatli baktım. Sol tarafta siyah film kaplı boydan boya cam vardı. Duvarlar salondaki karamsar havaya rağmen bembeyazdı. Koltukları saf siyahtan oluşuyordu. Kırık beyaz yemek masasının ayakları siyahtı. Sandalyeleri ise gri tonlarındaydı. Bar sandalyesi salondaki tek farklı renk olabilirdi. Sandalyeler kırmızı ve masa yine siyahtı. Geniş salonda bakışlarımı gezdirirken belime dolanan kollarını hissettim. Karşıdaki dev ekran televizyonda yansımamızı gördüğümde gözlerim orada takılı kaldı. Aramızda bariz bir boy farkı vardı. Cihangir'in başının hareketlendiğini ve boynuma doğru yol aldığını gördüğümde sadece izledim. Tepki vermedim. Versemde bir şey değişmezdi zaten. İstediğini elde etmenin bir yolunu bulurdu.
"Sakinleş. Şu an damarlarında dolaşan fazlalık alkolün etkisindesin." diyerek boynuma öpücük kondurduğunda ürperdim. Kanım çekilmiş gibi hissederken tüylerim diken diken olmuştu. Belime dolanan kollarından birisi şortumun içine doğru yol aldığında kolundan yakaladım.
"Gitmem gerek." dediğimde televizyondaki yansımamızdan gözlerime baktı.
"Bu saatte mi?" Bunu söylerken sesinde bir alay ve öfke vardı. Saatin kaç olduğunu bile bilmiyordum. Alay etmesi doğaldı. Çakırkeyif olmamdan dolayı kaçmaya çalışmamdan da öfkeliydi.
"Saat bir, Nevra." Sesinde bariz bir kinaye vardı. Daha fazla zorlama, diyordu içten içe.
"Necdet'e gideceğimi söyledim. Muhtemelen beni bekliyordur." Beni kendine çevirip dudaklarıma uzandığında cümlem askıda kaldı. Herhangi bir cevap verme gereksinimi duymadan beni öpmesi hoşuma gitmemişti. Şu zamana kadar içimde alttan aldığım, bastırdığım tüm duygular alkolünde etkisiyle boğazıma kadar geldiğinde sertçe kendimden uzaklaştırdım.
"Hep aynı şeyi yapıyorsun! Senin istediğin şey olmayınca beni bastırmak için ya öpüyorsun ya sarılıyorsun!" Öfkeyle tısladığımda kehribar gözlerinde daha önce karşılaşmadığım bir ifade gördüm.
Şaşkınlık.
Benden böyle bir çıkış beklemiyordu anlaşılan. Aslında bende beklemiyordum. Uzun zamandır duygularını tatmin etmek için beni kullanıyor gibi hissediyordum. Beni bastırmaya çalışmasını, hakimiyet kurmak istemesini artık kaldıramıyordum. Boş yerim kalmamıştı, gırtlağıma kadar doluydum. Gereğinden fazla alkol almamış olsaydım belki de bunları yine içime atardım.
"Sarhoşsun, sonra konuşalım."
_____________________
Yazın büyük bir heyecanla başlamıştım yazmaya. Severekte yazdığım bir kitap lakin okul açıldığı için yazacak vaktim olmadı hiç. Finallerim bittiğine göre belki bir kaç bölüm yazabilirim 😅Ve kitabın adı çok sıradan geldiği için değirmek istiyordum. Sonunda buldum😄
Nasıl buldunuz yeni ismi?
Yeni bölümde görüşmek üzere☘️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalb-i Haiz
ActionErzurum'un küçük kırsalına sürgün edilen kıdemli polis, bir sabah karşılarına çıkan bir davayla yeniden işine sarılır. Yeni tayin olan yardımcısıyla birlikte esrarengiz cinayetlerin peşine düşer. Bu davada karşılarına çıkan zorluk ve engellere rağm...