Kalb-i Haiz

Küçük Oyun

Sürpriz 🎉

(Medya bayağı Buz vibe veriyor bana... Tek fark saçları siyah değil. Siz kumralımsı, kahverengi bir renk düşünün.)

BUZ
Soğuk fırtınalı bir gündü. Rüzgar uğuldayarak eserken gözleri kısıldı. Rüzgardan korunmak için kabanının yakasını kaldırdı. Başında el örgüsü bir bere vardı. Yardım ettiği yaşlı bir teyze hediye etmişti. O günü hatırlayınca gülümsedi. İnsanlar çok çabuk aldanırdı.

Elindeki özel tasarım çakısını bilerken nahiyeye baktı. Eski yeri, kızıl saç yüzünden ifşa olmuştu. Baş belası kıvırcık yüzünden yerinden olmanın bedelini geçen sefer kurtulan kurbanı ödecekti. Bu düşünceyle yüzü gülerken yerinden kalktı ve buz küplerine doğru yürüdü.

4 farklı buz küpü vardı. İlk üçünde deneme sonucunda sağ kalan Geyik ve Karaca kalpleri vardı. Kalpleri bozulmadan muhafaza etmek kolay değildi. Başarılı olana kadar bir çok deneme yapması gerekmişti. 4. buz küpü ise onlardan ayrıydı. Yeri de başka yerdeydi zaten. Diğerlerinden uzağa yerleştirmişti çünkü kurbanının kalbiydi. Son bir işi kalmıştı. Buzların keskin köşeleri olmasını istemediği için sivri köşelerini seyretmesi gerekiyordu. Onu da yaptıktan sonra sıradaki kurbanıyla ilgilenebilirdi.

2 saatini alan işlem sonunda belini doğrulttu. Bir kaç adım geri atarak eserine baktı. Kusursuz bir işti. Kendiyle gurur duyarken buzu metal plakanın üstünden aldı ve yerine götürdü. Yenilerinin gelmesi için sabırsızlanıyordu.

Yapması gereken tek şey geceyi beklemekti. Acemi faniler gece önlerini pek göremezdi ama o bir şahin kadar keskin gözlere sahipti. Ay ona yeterli ışığı sağladığı için çok rahat hareket edebiliyordu.

Dakikaları sayarken gözü kolundaki saate kayıyordu. Ayağıyla yere ritmik hareketlerle vururken derin nefes aldı. Kafasında adım adım ne yapacağını gözden geçirdi. Hata yapma şansı yoktu. Hiçbir zaman yoktu.

Saat, akşam vaktini gösterdiğinde oturduğu kayadan kalktı. Güneş batmak üzereydi. Güneş ışıklarını çekerken gözünü nahiyeye dikti. Birazdan hiçbir şeyden haberi olmayan kurbanı ininden çıkardı. Ufukta bir karartı gördüğünde dikkat kesildi. Kız ellerini ceplerine sokmuş, hızlı hızlı yürüyordu. Başında da pembe tonlarında bir beresi vardı. Berenin dışında kalan uzun kumral saçları yürürken sağa sola dalgalanıyordu.

Kendine oluşturduğu patikadan aşağı inerken gözlerini kurbanından ayırmadı. Patikadan ovaya indiğinde büyük ve hızlı adımlarlarla köye doğru yürümeye başladı. Kör noktaya kızdan önce varması gerekiyordu. Şırıngasını kontrol ederken daha önceden belirlediği yerine geçti. Şimdi bekleme zamanıydı.

1 dakika.

3 adım.

5 dakika.

8.adım.

Boş sokaklarda yankılanan ayak seslerini dinlerken şırıngayı cebinden çıkardı. Yeşil ucun koruyucusu şeffaf plastik kapağı cebine attı. Şırınganın havasını aldıktan sonra hazırda beklemeye başladı.

Son 3.

2.

Ve bingo.

Kız her şeyden habersiz kulağında kulaklığıyla yürüyordu. Yürürken de çalan şarkıya mırıldanarak eşlik ediyordu. Kafasını hafif bir açıyla eğdiği için karanlıkta kalan adamı görmemişti. Bir kaç adım sonra tam adamın karşısından geçerken boynunda bir sızı hissederek durdu. Eli farkında olmadan boynuna gitti. Anlamsız sızının nereden geldiğine bakmak için etrafında dönerken kulağındaki kulaklıklardan birini yere düşürdü.