☘️Gelecekten altıntı☘️

34 18 11
                                    

~
"Nerede kaldın?"

"Gelecekteki meslektaşlarından birisi son anda yoluma çıktığı için biraz geciktim." Farkında olmadan kaşlarımı çattığımda işaret parmağını kaşımın arasında oluşan boşluğa bastırdı. Yüzünde ise gülümseme vardı.

"Yapma," Gözleri dudaklarıma kaydığında bu sefer kaşlarını çatma sırası ondaydı. Gece karanlığında dudağımdaki kanı fark etmemişti uzaktan. "Dudağına ne oldu?" 

"Ne olmuş?" Elini pantolonun cebine attığında onu izliyordum. Aceleci hareketlerle telefonu cebinden çıkardı. Telefonu bana çevirdiğinde kendi yüzümle karşı karşıya geldim. Alt dudağım tam ortasından ikiye yarılmıştı! Aşağıya doğru ince çizgi halinde giden yara bütün dudağımı kana bulamıştı. Bunu nasıl yaptığımı bilmiyorum ama acısını yeni yeni hissediyordum.

"Farkında bile değildim." Sırtım bir anda duvarla buluştuğunda şaşırdım. Şaşkın gözlerim önce kolumu sıkan ellerine sonra da burnumun ucuna kadar giren yüzüne kaydı. Gözleri dudaklarımda geziniyordu. Kör bir istekle dudaklarıma bakarken yeşil hareleri daha da koyu bir hal almıştı. Aksi yönden dudağımı kanatmam hoşuna gitmemiş gibi görünüyordu.

Kendi canımı yakmamdan hoşlanmamıştı galiba?

Yüzü yüzüme biraz daha yaklaştığında titrek bir nefes verdim. Ne zaman sınırlarım içine girse nefes almayı unutacak hale geliyordum. Bu halim onu eğlendiriyor olmalıydı ki her seferinde aynı şeyi yapıyordu. Sınırlarıma kadar girip duruyor ve hareketlerimi izliyordu. "Bu dudaklar sadece seni öptüğüm için kanamalı." dedikten sonra yüzüme nefesini üfledi. Normal zamanda büyük ihtimalle etkilenirdim ama aklım kurduğu cümlede takılı kalmıştı. Huzursuz hissettiren bu cümleyle gözlerinin içine bakma gereksinimi duydum. Ne görmek istediğimi bilmeden gözlerinin içine baktım. Göz bebekleri beni içeri aldı ve gözünün arkasına aktım. Koca bir siyahlığın içinde kendi etrafımda dönüyor gibi hissedince gözlerimi kırpıştırarak yeşil harelerinden uzaklaştırdım. Cihangir bundan hoşlanmadı ve eliyle çeneme minik bir baskı yaparak ona bakmamı sağladı.
"Kimsenin, hatta kendinin bile sana zarar vermesine katlanmıyorum. Bir daha yapma bunu!"

Dudaklarını dudaklarıma yaslandığında öylece durdum. Alt dudağı iki dudağımın arasındayken o üst dudağımı emiyordu. Biraz daha öylece durursam karşılık ver diye hırlayacağını biliyordum. Onun konuşmasına fırsat vermeden boşta olan kolumu hızla boynuna sardım. Elimdeki çantayı ayaklarımın dibine attığımda ayaklarım yerden kesildi. Şimdi duvarla Cihangir'in kucağı arasındaydım. Boşta kalan elimi de omzuna çıkardım. Parmaklarım saçları arasına sızarken sağ elim ensesinde durdu. Farkında olmadan beni duvara daha çok bastırdığında saçlarını çekiştirdim. Sokak ortasında yaptığımız hiç hoş değildi ama engel olamıyordum. Aklım anahtarını kalbime verip beni terk etmiş gibiydi. Dudaklarımla olan temasını kestiğinde ikimizde nefes nefese kalmıştık. Yaşlı bir teyzenin kınayan bakışlarla yanımızdan geçtiğini görünce kendime geldim. Karnımdan yukarıya doğru bir his aktığında yüzüm kıpkırmızı olmuştu bile.
~
__________________________
Selamlar :)
Biraz önce bir miktar kötü bir an yaşansa da sorun yok. İki alıntı ile açığı kapatırım diye düşünüyorum 🤔 Alıntıya gelirsek bu alıntı hangi bölümün arasına karışır bilmiyorum. 😅

Alıntının geleceğini bölümde görüşmek üzere 🤗

Kalb-i HaizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin