11. Özlem
Pera|Sensiz Ben
önceki bölümden
Gittikçe beni kendine doğru çekmeye devam ederken sanki içine katmak istiyordu. Öyle sıkı sarılıyorduk ki bütün her şeyden soyutlanmıştık. Göğün üzerinden annem ve babamın mutluluk gözyaşları akmaya başladığında, ağlarken gülümsedim.
Ben kaderimin bağına takılmıştım. Onu bulmuştum.
🌒🌘
Kollarında olduğum beden sıcacıktı. Tenimize ara sıra değen damlalar gözyaşlarından akan damlalar gibi iz bırakıyordu. Ruhumun derinliklerinden hiç ayrılmayan o duygu iki kalbin birbirine değmesiyle daha da kendini belli etmeye başlamıştı. Rüzgârın geçmiş gibi saçlarımı önüme getirmesi şuanda umurumda olmayan bir durumdu. Dakikalardır parmakları tenime işlenmiş gibi hissediyordum. Varlığı beni bu havaya rağmen ısıtıyordu, öyle özlemiştim ki ayrılmak istemiyordum.
"Sapasağlam karşımdasın, çok korktum bir daha seni göremeyeceğim diye."
Başımı hareket ettirerek başımı yana doğru yatırdım. Parmaklarım üniformasını geldiğinden beri sıkıca kavramış ve hala aynı şekilde tutmaya devam ediyordum. Eminim ki saçlarım sırılsıklam olmuştu. O da çok yorgundur ve biz soğukta kalmaya devam ediyorduk. Hasta olmasını da istemiyordum, bu yüzden istemeye istemeye geri çekildim. Hafif saçları ve sakalları çıkmaya başlamıştı. Gözlerindeki yoğun yorgunluğu görebiliyordum buna rağmen hiç belli etmemeye çalışıyordu.
"Buradayım. İyi ki buradayım." Dediğinde parmakları saçlarımı kulağımın arkasına doğru sıkıştırmıştı. Gözlerini gözlerimden ayırmadan söylediklerinin ardından başımı ondan ters tarafa çevirerek dudaklarımı araladım. "Annem ve babamla tanışsana, tabi ben seni tanıttım ama yine de senin konuşman ayrı."
Dudaklarımdaki buruk gülümseme gözlerinden kaçmadı. Harelerinden geçen acıyla bakışlarını benden çekti. Yere doğru eğildiğinde daha yeni fark ettiğim çiçekleri elleri arasına aldı.
"Sana almıştım ama burada olduğunu öğrenince onlara vermek istedim."
Burada olduğumu daha önceden bilse aileme de çiçek alacağını biliyordum. O kadar düşünceli birisiydi ki görevden gelse bile çiçek almayı akıl edebiliyordu. Elindekilerle yanıma doğru yaklaştığında yüzümde sevinçli bir yüz ifadesi vardı. Onun hareketlerine dalıp gittiğimde ilk önce çiçekleri kesesinden çıkardı ve toprağın üzerine koydu. Yağmur, koyulan renkli çiçeklerin üzerini ıslatırken mermerin üzerine usulca oturdu. Ellerini iki yana açarak dua etmeye başladığında onun bu görüntüsüyle iç çektim. Derin bir nefes alıp bakışlarımı gökyüzüne çevirdiğimde damlalar yüzüme çarpmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜLHEMDEKİ GÖLGE
Teen FictionTenime değen iğneler bir bir verdiğim sözleri göğsüme kazırken, içimde tarifsiz bir burukluk vardı. Aklımdan hiç çıkmayan sorular zihnimin içinde bir zehir gibi yayılıyordu. Uzun kirpiklerin, gül dudakların.. Dudaklarının hemen sol üstüne yerleşmiş...