5. Bölüm

314 19 6
                                    

5

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

5. Merak

Athena, Yalan

Adamlar, Acının İlacı

önceki bölümden

Arkası duran bedenine, kapının pervazından gizlice bakarken dudaklarının arasından çıkan kelimeler olduğum yerde dona kaldım. Kendimi hızla geriye attım. Ellerim şaşkınlıkla dudaklarımın üzerine yerleşti.

Dediği kelimeler: "Emredersiniz komutanım." olmuştu.

🗝

Onu ilk gördüğümde göğsüme yerleşen o his hiç gitmeyecek gibiydi. Onun yanında gidip sorduğum sorudan sonra gözlerinin gözlerime değdiği an, gece boyunca etkisinde çıkmadığım delice hissin sorumlusuydu. Sorgusuz, sualsiz, hesapsız ve kitapsız onun yanında kalmayı tercih etmiştim. Yanıma yaklaşabilmesinin yetkisini ona ben vermiştim. Tanımıyordum. Belki bu tanışma evresi yavaş gidilecek bir yoldu. Zaman gerektirirdi. Bildiğim şeyler kısıtlıydı, onunda. Şimdi ise onun hakkında edindiğim bilginin, daha yeni öğrendiğim için hazmetmeye çalışıyordum.

Aramızda biraz mesafe vardı. Derince yutkunduğunda, telefon çoktan kulağından uzaklaşmıştı. Gözlerimi sersemce kırpıştırırken aramızdaki boşluğa yanıma gelerek kapattı. Şimdi yüzü yüzüme bir nefes uzaklıktaydı. Bakışlarımda ne gördü bilmiyorum ama sesli bir soluğu dışarıya verdi.

"Açıklayacağım. Ama benim şimdi gitmem gerekiyor."

Nasıl konuşacağımı bilemedim. O ise dudaklarını alnıma değdirdi ve gözlerime son kez bakarak yanımdan uzaklaştı. Sadece sessiz bir şekilde ayakkabılarını giyip, dış kapının kapısını kapatarak gitmesini izledim.

Nereye gidecekti ki?
Kötü bir şey mi olmuştu? Yoksa görev emri mi gelmişti?

Ne olup olmadığını bilmeden saatlerce onu düşündüm. Etrafı toparladım, ılık bir duş aldım ama yine de ona duyduğum merakı gideremedim. Onunla yüz yüze gelip, konuşuncaya denk rahat etmezdim, biliyorum. Ama beklemekten başka yapabileceğim bir şey de yoktu bunu da biliyorum.

Saçımı havluyla kurulamaya devam ederken, aynadaki yansımama baktım. Üzerimde beyaz renkte pijama takımı vardı. Aynadan bakışlarımı çektikten sonra aynanın önündeki küçük pufun üzerinden kalktım ve adımlarımı şarja takılı olan telefonumun yanına götürdüm. Ekranda gördüğüm mesaj ondan değildi. Bildirim Defne'den gelmişti.

Omuzlarım beklentimin karşılanmamasından dolayı aşağıya doğru çöktü. Sonra böyle bir beklentiye girdiğim için utandım. Sonuçta önemli bir işi çıkmıştı, meşguldü. Benden daha öncelikle olan mesleğine tabi ki de gitmiş olması beni ilgilendiren bir şey değildi. Bunun hakkında yorum yapmak bana düşmezdi. Ki zaten vakti olsa, açıklardı. Açıklarım dedi.

MÜLHEMDEKİ GÖLGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin