"Ben size arkadaş olursunuz dedim ama siz işi ilerletmişsiniz."
Okula giderken Aslı'yı aramış kısa bir özet geçmiştim. Ona her şeyi anlatıyordum yoksa bana trip atıyordu.
"Ya Aslı alt tarafı evine gidip yemek yaptım. Kafanda senaryo kuruyorsun hemen."
"Niye gittin peki? Daha iki gün önce umrunda bile değildi."
"Arkadaşız artık. Hem çocuk hastanede olduğunu kendi ağzıyla söyledi. Yardıma gitmesem çok ayıp olurdu."
"İyi yapmışsın zaten. Sadece çok hızlı gelişti her şey. Ondan şaşırdım."
"Birden böyle samimi olmamız benim aklımı da karıştırıyor."
"Bence senin aklını karıştıran Kerem'in dediği şeyler."
Aslı beni çok iyi tanıyordu. Gerçekten de dünden beri Kerem'in dediklerini düşünüyordum. Alican'ın iyi biri olduğuna emin olmak istiyordum ama içime kurt düşmüştü bir kere.
"Normalde böyle şeyleri umursamam biliyorsun. Bir insanı hayatımdan çıkarmak benim için çok kolay.
"Alican'a niye bu kadar takıldın peki?"
"Çok iyi anlaştık çünkü. Bana karşı bu kadar sıcak ve kibar davranırken yaptığı şeylerin rol olduğunu düşünsene. Bir zahmet kalbim kırılsın."
"Ya daha ortada bir şey yok. Aralarında ne geçtiğini bilmiyorsun. Belki Kerem ona kin beslediği için Alican'ın çevresinde kimse kalmasın istiyordur."
"Sorun da bu işte. Neden kin besliyor? Alican ne yapmış olabilir?"
"Orasını bilemem. Öğrenmek istiyorsan Alican ile en kısa zamanda konuşmalısın."
"Dün konuşacaktım ama yeri değildi. Biraz bekleyeceğim."
"Sen bilirsin. Ben kapatıyorum derse gireceğim. Konuşuruz."
"İyi dersler."
Telefonu kapattıktan sonra kampüse girdiğimde oflayarak etrafa bakındım. Ucunda soru işareti olan durumlardan nefret ediyordum.
*
Çıkışta Alican'ın nasıl olduğu merak edip aramıştım ama telefonu açmamıştı. Hem ona tekrar geçmiş olsun demek için hemde Kerem ile aralarını gözlemlemek için okuldan çıkar çıkmaz metroya binip onun restaurantına gitmeye başladım.
Habersiz gitmem ne kadar doğruydu bilmiyorum ama orada olduğunu tahmin ediyordum.
Metrodan indikten sonra elim boş gitmek istemediğim için ne alabileceğimi düşünerek etrafta dolaşmaya başladım. En sonunda bir tatlıcıya girip bir kutu baklava almıştım. İlk gittiğimde de elim boş gittiğim en mantıklı seçenek buydu.
Restauranta gelince içeri girip etrafa bakındım ve mutfak kapısına ilerledim. Gördüğüm garson kızın yanına yaklaşıp içeriyi işaret ettim.
"Alican içerde mi?"
"Evet. Çağırayım mı?"
"Ben geçerim içeri. Tek mi yoksa başkası var mı?"
"Onu hiç bilmiyorum şu an."
"Peki teşekkürler."
Kız yanımdan ayrılırken kapıyı iterek mutfağa girdim. İçeride birkaç kişi yemek yapıyordu. Alican da bunlardan biriydi. Arkası dönük olduğu için henüz beni görmemişti ama çalışanlardan birisi beni fark etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sᴡᴇᴀᴛᴇʀ ᴡᴇᴀᴛʜᴇʀ {ᴀʟɪᴄᴀɴ sᴀʙᴜɴsᴏʏ}
Fanfiction"𝑨𝒏𝒅 𝒏𝒐𝒘, 𝒔𝒐 𝒍𝒆𝒕 𝒎𝒆 𝒉𝒐𝒍𝒅 𝑩𝒐𝒕𝒉 𝒚𝒐𝒖𝒓 𝒉𝒂𝒏𝒅𝒔 𝒊𝒏 𝒕𝒉𝒆 𝒉𝒐𝒍𝒆𝒔 𝒐𝒇 𝒎𝒚 𝒔𝒘𝒆𝒂𝒕𝒆𝒓."