18

136 68 110
                                    

Selamlar.
Nasılsınız?
Okullar nasıl gidiyor?

Her zamankinden daha uzun olan bir bölüm ile karşınızdayım.
Umarım beğenirsiniz.

Siz sormadan söyleyeyim,bölüm sonlarında Melih'de var skksksksks.

Kıyafet betimlemelerini pek istediğim gibi yapamadım eğer anlamayan olursa özelden atabilirim.
Ya da siz kafanızda istediğiniz gibi hayal edebilirsiniz:)

Medyadaki şarkı'yı Azra söylese nasıl olur sizce??
Yardımcı olun bana biraz ya ksksksks.

Neyse,ben sizi daha fazla tutmayayım bölümü okuyun.

Keyifli okumalarrr!

--------------------------------

Duran asansörün aynasından son kez kendime bir göz attım.

Üzerime siyah uzun,sade,ince askılı ve ön bacağımda hafif yırtmacı olan bir elbise giymiştim. Kış ayında olduğumuz için üşümemek amacı ile de üzerime kot siyah ceketimi almıştım. Elime küçük bir çanta ve Eren'in hediyesini alıp yüzüme ise hafif bir makyaj yapıp saçlarımı açık bırakmıştım.

Güzel göründüğümü düşünüyordum.

Yüzümde, kombinimden memnun olmuş bir ifade oluşurken asansörden çıktım ve ardından apartmandan ayrıldım.

Hızlı adımlarla sitenin dışına çıkıp
aşağı inmeden önce çağırdığım taksiyi beklemeye başladım.

Nasılsın Azra?

Bilmiyorum ki iç ses,nasılım.

Tek bildiğim;
Kalbim,Yusuf'u ilk gördüğünde bile bu kadar hızlı atmamıştı.

Kalbimiz ile göremeyiz ki,gözümüz ile görürüz.

Hayır,iç ses.

Ben Yusuf'u kalbim ile gördüm.
Gözüm ile görseydim sadece bir çift göz görürdüm.
Ama kalbim ile onun kalbini gördüm.

Ve kalp sadece sevdiği bir kişiyi görür.

Onun haricinde senin de dediğin gibi herkese gözüyle bakar.

Benim kalbim,Yusuf'u da, kalbini'de çok sevdi.

Benim kalbim bile Yusuf'un kalbine aşıkken,ben nasıl olmasaydım?

İç sesim ile konuşmamı bölen gelen taksi oldu.

Taksiye binip,Girayın attığı konumu taksiciye tarif ettim. Taksici'de,taksiyi çalıştırmadan önce 25 dakikaya orda olacağımızın bilgisini verdi.

Saat 13.20 olmuştu.Sevde ile Cafe'nin kapısının önünde buluşup içeriye birlikte geçecektik.

Ama Sevde daha evden çıkmamıştı,umarım yetiştirdi.

Diğerlerinin ne durumda olduğunu bilmiyordum ama büyük ihtimalle Eren ile Giray şuan Cafe'nin yanında olan İnternet Cafede olmalıydılar.

Giray oyun oynama bahanesi ile Ereni oraya götürmüştü, bizler Cafede toplandıktan sonra Giraya mesaj atacaktık,o da gene bir bahane uydurup Ereni Cafeye getirecekti.

"Ücretiniz 365 Türk lirası efendim."

Taksicinin sesi ile geldiğimizi anlayıp çantamdan çıkarttığım parayı ona uzattım ve paramın üstünü alarak taksiden indim.

Karşımda olan cafe'ye baktım.
Üç katlıydı ve çok hoş bir görüntüsü vardı.

Ardından Cafe'nin önündeki kaldırımda durup gelmediğini düşündüğüm Sevdeyi beklemeye başladım.

Sevmesende Beni /Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin