17

190 90 156
                                    

Herkese selamm.
Nasılsınız?
Umarım iyisinizdir.

Bölüm ile ilgili bir açıklama yapmak istiyorum.

Aslında bu bölüm 4800 kelime civarı olmuştu.
Ama ben bölümlerimin en fazla 3.500 kelimeden oluşmasını istiyorum o yüzden bu bölümü biraz kısalttım.
Büyük ihtimalle iki part şeklinde yapacağım öbür part'ı birkaç gün sonra atacağım.

Bölümü en içten duygularım ile yazdığımdan emin olabilirsiniz.

Ahmet Kaya-Kendine iyi bak.

Keyifli okumalar.

-----------------------------------

"Ya Azra acaba mavi mi giysem?"

Bıkkın bir nefes vererek"Zıkkımın kökünü giymeye ne dersin?"dedim.

O da kaşlarını çatarak"O nasıl bir renk lan"diye sordu.

Gözlerimi devirdim.

Bu kız şaka mıydı?

"Bak Sevde, Allah rızası için yeter artık"

Dudaklarını büzerek "Sen benden sıkıldın mı?"dedi.

Her zaman olduğu gibi gene gözlerimi devirdim.

Yarın Erenin doğum günüydü.
O günkü konuşmamızın üzerinden nerdeyse bir hafta geçmişti.

Zaman...o kadar hızlı geçiyordu ki...

Bu bir hafta içinde grupta pek konuşmamıştık.
Sadece pasta seçimi gibi şeyler hakkında konuşmuştuk.

Ayrıyetten Yusuf ile de anonim olarak konuşmaya hâlâ devam ediyordum.

Sanki gün geçtikçe bana daha yakın davranmaya başlıyordu.

Mesela eskisi gibi noktalama işaretlerine o kadar çok dikkat etmiyordu.

Bence bu bile bir gelişmeydi.

Şimdi ise öğlen arası olduğu için Sevde ile kantindeki masaya oturmuş tost yiyorduk.

Gerçi sadece o yiyordu,ben kahve içiyordum.

Yarını düşünmekten karnıma ağrılar girdiği için birşey yiyesim gelmiyordu.

Aslında Sevde bile doğru düzgün yemiyordu.

Ama onunki heyecandan falan değildi sadece bir türlü konuşmayı kesmediği içindi.Sabahtan beri yarın hangi renk elbise giymeliyim diye diye başımın etini yemişti.

Ben ise daha ne giyeceğime karar bile vermemiştim.Eve gidince dolabıma bir göz atmalıydım.

Sevdenin sorularından sıkılıp ceketimin cebinde olan telefonumu çıkardım.

Telefonu açıp sosyal medyadan insanistecnm hesabıma girdikten sonra Yusuf'a yazmaya başladım.

O da olmasa herhalde Sevdenin soruları ile kafayı yerdim.

O sanki hayatımın en huzur veren sığınağıydı.

Mesele şuan Sevdeyi dinlemek istemesem bile onu dinlemek istiyordum.

Ne yaşadığını,ne yaptığını,nasıl hissettiğini...Her şeyi dinlemek istiyordum.

Onun anlatacağı herşeyi sabaha kadar dinlerdim.

Sesine muhtaç kalmıştım artık.

Susamıştım sesine.

Çölde susuz kalmış bir insan gibiydim.

Sevmesende Beni /Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin