MOR(tae'nin görüşü)

18 3 1
                                    

Son bir adım,her şey için son bir adım.Nasıl anlatmam gerekiyordu gitmem gerektiğini,nerden başlamam gerekiyordu? Şanssız çocuğu bulduktan,hayatımın ve kalbimin en güzel yerine yerleştirdikten sonra nasıl bırakabilirim onu?Ya diğerleri? Gerçekten sevildiğimi hissediyorum 10 yıldan sonra ilk defa.Aklımda gerçek olmasını istemediğim düşünceler duygularımı karıştırıyordu.Gözümün önüne hayali bile korkunç senaryolar gelirken yapabildiğim tek şey bütün bunları yüzüme yansıtmaktı.

Suga:Tae neyin var,hasta mısın?

Jimin: Dün gece üşütmüş olabilir misin?

Namjoon:Tae iyi görünmüyorsun.Hadi,hastaneye gidiyoruz!

-HAYIR,HASTANE OLMAZ!

Suga:Korkuyor musun iğneden?

-Hayır,iğneden korkmuyorum.Zamanın boşa akmasından korkuyorum.

Suga:Ne saçmalıyorsun amk!?Sanki şuan ölecekmişsin gibi konuşuyorsun.

-Garantisi var mı?

Jin:Tae,ne oluyor?

Şimdilik soru sormasanız olur mu çünkü birazdan vermem gerekecek cevapları düşünmem gerek,diye yalvardım içimden.

-Bir şeyim yok,Jungkook'un yanına gideyim ben.

Suga:Heh ben çözdüm olayı,bunlar yapışık ikiz.Sevgilini yemiş olabilirler aman aman git bir kontrol et.

Bunlar onlardan duyduğum son espriler olabilirdi,bu yüzden anı yaşamaya karar verdim ve gülümseyerek bizim çocuğun odasına döndüm.İçeri girdim,çoktan kalkmış ve bol pantolon giymişti.Yanına gidip arkasından sarıldım,belini kavradım ellerimle.Başımı omzuna koyup hiçbir şey demeden sadece bekledim.

Jk:Tae,sevgilim neyin var?Endişelisin ve korkuyorsun ama neden?Anlat bana lütfen.

Anlatmak zorundayım zaten,sizi hiçbir haber vermeden sırtımı dönüp terk edemem.

-Şanssız çocuk..

Jk:Efendim,söyle tae?

-Şuan konuşmasan,sussan ve izin versen bana son bir kez daha hissetmem için seni?

Garipliği anlamış gibi duruyordu, buruk bir tebessüm vardı yüzünde.İstekli ve ölümsüz bir bakış vardı gözlerinde.

Jk:"Son" diye bir şey olduğuna kimse inandıramaz beni.Tanrı'nın adaletine ve birbirini sevmesi için yarattığı insanları birbirinden ayıracak kadar merhametsiz olmadığına inanırım beyazım.

-Neden bu kadar eşsizsin?

Jk:Eşsiz bakan sensin ayrıca aşıklar kavuşur,ölseler bile.Ruhlar kavuşur,bedeni terk etseler bile.

O konuştukça bunları söylemeye devam ettikçe canım yanıyordu,sanki beş dakika sonra kıyamet kopacak da alevler içinde kimse sesimi duymayacak gibi sanki kalbimdeki yangın ikimizi de kavuruyor gibi sanki sonum yokmuş gibi ya da yarını göremeyecek gibi.Dudaklarım buluştu dudaklarıyla,ellerim sardı bütün vücudunu.Nefes almak yasaktı bana onun nefesi tenime işlerken.Kontrollü olmam gerekiyordu,bir daha bu yüzü göremeyebilirdim ve bu ihtimal gözlerimi dolduruyordu ona da acı veremezdim.Uzaklaştırdım kendimi onun vücudundan,bunu istemesem de yapmak zorundaydım.

Jk: Neden?

Sorma işte sorma bunu.Gözyaşlarımı tutamazdim sen konuşursan,sesini duyarsam unutmak istemezdim bir daha.Bana,bize bunu yapma.

THE COLOR|TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin