*SELAMM CANOLARR OKULLAR ACİLOYOR 😭😓🤺
BU YUZDEN BOLUMLERİ HİZLİ ATMAYA ÇALIŞIYORUM*
*YARİN MİLLİ BANYO GÜNÜDÜR🥰😉
MİLLİ BANYO GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN*Ve gözlerim kapandı bilincimle beraber.Uyandığımda Jungkook yanımdaydı,evin bahçesinde beni beklemiş.Dönmemi beklemiş.Yavaştan kendime geldiğimde Jungkook ağlayarak başını göğsüme koydu."Birlikte" karanlıkta ışıksız kalmayalım,yalnız hissetmeyelim diye parlayan Ay'a baktık.
Jk:Özür dilerim Tae,eğer sana bir şey olsaydı ben ölürd-
-Sakın devam etme o cümleye.Bak ölmedim ve emin ol seni tekrar öpmek için geri dönecektim!
Sessizliğe gömülmüşken çalıların arkasından havlama sesi geldi.Ayağa kalkacak gücü kendimde hissetmiyordum bu yüzden Jungkook gitti.
-Ne varmış Jungkook?
Jk:Bir köpek..
-Yeontan.YEONTAN ONU ÖLDÜ SANIYORDUM!AMAN TANRIM YAŞIYORSUN OĞLUM!
Jk:Çok tatlı bir köpek.Senin köpeğin mi?
-Evet,onu da getirecektim ama olaylar biraz farklı ilerledi.
Jk:Anlat bana beyazım,anlat bana sevgilim.
-Jungkook..
-Annem,senin babanın canını almış.Jk:Ne!?
Sanırım ona bütün olanları,bütün detaylarıyla anlatmam gerekiyordu.Ama bunu yaparken karşısında ağlamak istemiyorum.TANRİM LÜTFEN BU GÜCÜ BANA VER! Duyduklarımı,babam denen o pisliğin anneme yaptıklarını,Jk'i öldürmesinin ikimiz arasındaki bağdan dolayı zor olduğunu,annemi gördüğümü ve bana söylediklerini...Anlattım ona.
-Jungkook,baban seni de anneni de öldürecekmiş o gün.
Jk:Tae,benim için üzülme.Ben o adama karşı hislerimi daha doğmamış kardeşime ve anneme yaptıklarını öğrendikten sonra yitirdim.
-Jungkook...Özür dilerim.
Jk:Artık şu gereksiz özür dileme huyundan vazgeç.Bak mesela "seni öpmek için geri donerdim"dedin az önce ama yerine getirmedin.Bunun için özür dile mesela.
-Özür dilememe gerek yok.
Ellerimle boynunu tutup yüzümü yüzüne yasladım.Ve dudaklarına doğru yaklaştım ama dudağının altındaki benini öpüp geri uzandım.
Jk:BUNUN İCİN ÖZÜR DİLE MESELA!
Gülmemi durduramıyordum,sinirli durmaya çalışsa da şanssız çocuk da öyle.
Jk:Tae...
-Hm?
Jk:Beni bu kadar uzun yaşatan senin gücündü değil mi?Öyle söylemiştin.
-Evet, öyleymiş.
Jk:Sen kendi gücünü beni yaşatmak için kullandın,farkında mısın?
-Evet, farkındayım.
Jk:Neden böyle bir şey yaptın?
Bütün masumluğu, saflığı ve "büyü"leyici güzelliğiyle gözlerini gözlerime dikmiş bir cevap beklercesine bana bakarken yutkunmak bile zor geldi.Nefes almak,onun varlığını bu denli hissederken imkansız gelse de bir daha nefes alamayacağımı bilsem de içimdeki arzuyu, isteği ve ona karşı duyduğum aşkı bastırmak mümkün değildi.Yenildim,dudaklarım bir kez daha buluştu ve de kavuştu dudaklarıyla.Sağ elim boynundan ensesine değin uzanıyordu,sol elimle ise belinden tutmuş ve vücudu bana aitmiş gibi onu kendime çekiştirip duruyordum.Eğer elimde bir saatle bütün dünyadaki zamanı durdurabilseydim o an bu an olurdu.Yaşlanana kadar,hatta ölene kadar bu dudaklar ayrılmasın isterdim.Daha geçireceğimiz bolca vakit var diye düşünüp kendimi ondan uzaklaştırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE COLOR|TAEKOOK
Teen FictionRenkler bakmasını bilene güzel görünür, renkler görmesini bilene gündüz Güneş'i görebilmek için gece bütün asaletiyle göğe yükselen Ay'ın her gün umutsuzca batması ama kıyamet kopana değin vazgeçmemesi gibi anlamlı görünür.