3. BÖLÜM: ''Tutsak''

146 15 0
                                    

🔶🔱🔶

Ucu bucağı olmayan namutenahi bir karanlık hiç bir şey yok. hayır! var bir takım sesler, kulağımı dolduran lastik seslerine insan sesleri karıştı. kendimi günlerce konuşmuş gibi yorgun hissediyorum vücudumda bulunan son kuvvetle gözlerimi açmaya çalıştım.

ama sadece çalışmakla kaldım ne kadar zorlasamda etrafımı saran karanlığın beni bırakmaya niyeti yoktu, vazgeçtim ve etrafta kulağıma silik silik ulaşan seslere odaklandım.

"Evet ağabey aldık." Dedi asla tanımadığım ses
bir süre ses gelmedi.

"Depoyamı götürelim?" Yine ses gelmedi buda demek oluyor ki telefonla konuşuyor.

Bir dakika depomu dedi o? anında beynimi zorlamaya koyuldum en son işten çıkıp yurda gidiyo... Siktir kaçırıldım mı lan ben?

"Tamam ağabey on dakikaya evdeyiz."

'ne evi lan kimi nereye götürüyorsun'demek istedim hatta kalkıp kafasını koparmak istedim ama bir bok yapamadım.

Beni içine çeken karanlıkla olan savaşımda mağlup oldum ve karanlığa tekrardan teslim oldum.

⏳🔹⌛

Sıcak koltuktan havalandım.
Vücudumu yalayan soğuk hava anında bedenimi üşütü ama çok kısa sürdü bir kapı açılma sesi geldi, açılan bilincime maalesef gözlerim eşlik etmiyordu .

Beni taşıyan kollar yumuşak hatta kuş tüylerinden yapılmış kadar yumuşak bir yere indirdi.

Yine bir kapı sesi geldi çıkan kişiyle bir takım sesler yükseldi ne dediklerini anlamadım belkide yakın, ama uzaktan yükseliyordu sesler.

Tekrar karanlığa çekildim.

⏳🔹⌛

Kapalı gözlerime rağmen karanlığı inadına aydınlatan ışığa daha fazla direnmeyip gözlerimi açtım, başlarda bulanık gören gözlerim netleştiğinde uzandığım yataktan oturur pozisyonuna geçtim.

Anında başımı yoklayan ağrıyla elim başımı buldu etrafta dolaşan gözlerim yabancı bir yerde olduğumu bir kere daha hatırlatı.

Beyaza boyanmış odada benim üzerinde olduğum çift kişilik bir yatak vardı, oldukça büyük bir odaydı o kadar ki kaldığım yurta iki odadan daha büyüktü. odanın sağ duvarına monte edilen göme dolap, bulunan tekli deri koltuk ve yatağın her iki tarafında bulunan komodin lerden başka hiç bir eşya yoktu oldukça hatta baya sade bir odaydı.

Odayı incelemeyi bırakıp içimde küçük küçük alevlenen korkuyu harladım yataktan ayaklarımı sarkıtıp ayağa kalktım dönen başımı umursamadım.

Etrafı tekrar bir gözden geçirip beyaz ahşap kapıya doğru koştum...ve koca bir siktir
kapının kolu yok tüm gücümle itmeye çalıştım açılmadı.

Odada bulunan tek büyük pencereye koştum açmaya çalıştım açılmadı, suna bildiği alan kadar gözlerim dolandı ama bir bokum görünmüyordu muhtemelen evin arkasına bakıyordu ağaçlar haricinde hiç bir şey yoktu 'harika birde dağ başında mıyım?'

Kapıya tekrar koştum tekmeledim, yumrukladım, itim ama hiç biride etki etmedi avazım çıktığı kadar ''Açın şu kapıyı kimsiniz ne istiyorsunuz benden?'' defalarca 'açın, açın, açın.' diye bağırdım ama allahın kulu kapının önünden dahi geçmedi.

MUM ATEŞİNDE KÜL OLMAK +18 (Final)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin