20. BÖLÜM: "Geçmiş³ Annem"

59 5 0
                                    

🔶🔱🔶

7 yıl önce. Urfa

Yıkama işlemini bitiren çamaşır makinesine bir süre daha baktım. Keşke annem yıkanmış elbiseleri boşaltıp yenilerini koymama izin verseydi, böylelikle tüm gün oturur izlerdim. Ama hayır kesinlikle izin vermezdi, gerçi sepete baktığımda kirli elbisede yoktu ama temiz elbiseler güzel koksunlar diye tekrar yıkanabilir bence. Bu düşünceyle annemin 'Elektirik faturasını da sen ödersin' diye bağıran sesi kulaklarımda çınladı adeta.

Ama kadın kesinlikle haklı, sırf benim dönen şeyleri izleme takıntım var diye çamaşır makinesine ayrı bir bütçe fallan yapmayacaktı. Hem çalışıp hem evle ve tabiki benimle ilgilendiği yetmiyormuş gibi birde takıntım kesinlikle ona fazlasıyla ağır gelirdi.

'Ama sen yinede kazandığı tüm parayı sana dönen şeyler alması için harcamasını istiyorsun'

İç sesimin çirkin sesiyle bir saate yakın süredir oturduğum yerden kalktım, ve tabikide o lanet sesin ağzının ortasına bir tane geçirmeyi de ihmal etmedim, osmanlı tokadıyla yere serilen bir iç ses, kendi düşüncemle gülümsedim.

'ağla teorik olarak asla gerçekleşmeyecek bir şey'

Olsun düşüncesi bile beni yeteri kadar tatmin etmişti bununla bir süre daha yaşayabilirim. Açlık sinyalleri gönderen karnımla istikameti annemin odasına çevirdim, evet on dört yaşındayım ve kendime basitte olsa bir şeyler hazırlayabilirim, tabi eğer buz dolabımızın açlıktan nefesi kokmasaydı. Nerdeyse bom boştu. Kapıyı tıklatıp kulağımı kapıya yasladım, ses gelmeyince tekrar tıklatıp bekledim ama yine ses vermedi.

Kapıyı yavaşça açım kafamı içeriye uzatım. Annem bana defalarca kez 'kapıyı çalıp gel dememi bekleme, direk gel.' desede ben pat diye annemde olsa başkasının odasına girmekten rahatsız oluyorum, mesela aynısı bana yapılsa hiç hoş karşılamazdım. Belki odamda çıplağım...belki twörk çekiyorum...bekli odaya erkek atmışım. Tamam bu biraz abartı oldu.

Annem yatağa uzanmış telefona bakıp kaşlarını çatmıştı "Anne."dediğimde olduğu yerde irkilerek bana baktı, sanki hasar kontrol eder gibi beni baştan aşağıya endişe dolu gözlerle süzdü, bir sorun bulamamış olucakki gözle görülür bir rahatlama yaşadı ama aslında bilmiyordu ki çok büyü bir sorun var. Ben açım. "Hazan?" dedi telefonu kapatıp yanına koydu ve kollarını açıp beni bekledi, tabi bende davete icabet etmek gerektiğini bildiğim için hızla koşup kendimi kucağına attım.

Boynuna sarıldım. Kulağıma ulaşan tatlı kıkırdamasıyla belimden tutup beni yatağa yatırdı ve karnımı gıdıklama ya başladı. Kahkahalarım odanın içinde yankılanıyor ama aslında ben gıdıklanmıyordum, sadece beni annem gıdıkladığını düşünüp benle beraber güldüğü için bende rol yapıyorum, çünkü benim annem dünyanın en güzel gülüşüne sahip olan kadındı.

Yüzünü boynuma gömüp ıslak ve oldukça sesli bir öpücük bırakıp geri çekildi, saçlarımı yüzümden çektiğinde aynısını bende yaptım ve önüne dökülen sarı tutamları kulağının arkasına sıkıştırdım. Aslında annem kumral ama saç rengini hiç sevmediğini söyleyip sarıya boyatmıştı, tabi ben itiraz ettim annemin saçlarına daima ayrı bir sevgim olmuştu dokunup taramaya bayılıyordum ve rengi 'keşke benim de olsa' dediğimdi ama annem tüm ısrarlarıma rağmen boyamıştı. "Renginden çok sıkıldım, değişim iyidir. Pozitif enerji verir." Diye beni kandırmaya çalışmıştı ama ben o saç renginin babamın ölümünden sonra değiştiğini ve boyarken ağladığını göremeyecek kadar küçük değildim, yinede inanmış gibi yapıp onu daha fazla üzmek istemedim.

MUM ATEŞİNDE KÜL OLMAK +18 (Final)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin