4. BÖLÜM: "Misafir"

134 13 0
                                    

🔶🔱🔶

Çaresizlik, evet beni şu an en iyi tarif eden kelime kesinlikle çaresizliklik.

Üzerimdeki bir odada saatlerce ki o saatler güne dönüştü oturup beklemek zorunda kaldığım bir çaresizlik.

Boş boş karşımdaki beyaz duvarı izlemenin adı çaresizlik.

Yabancının beni odaya hapsetmesi, daha doğrusu fırlatmasının üzerinden koca bir gece geçmişti koca gece boyunca bir kere odanın içinde gezdim oda artık gerçekten tuvalet ihtiyacımı giderebileceğim bir köşe arama maksadıylaydı, ve o an duvarda bir çıkıntı görmüştüm itmemle koca bir banyoyla karşılaşmıştım.

Yaptığım tek haksızlık bu odayı inşa eden kişiye olmuştu gizli banyo her ne kadar gereksiz olsada güzel bir detay tabi yerini bulabilene.

İhtiyacımı gördükten sonra yine kapının arkasına duvara sinmiştim.

Bir kaç kere bu katta adım sesleri duydum ama benim olduğum odanın kapısının yanından dahi geçmemişti.

Bir kaç kere çıkış kapısı alıcaklı gibi çaldı her seferinde de içime umut tohumu ekilmişti ama yine benim olduğum odaya yaklaşan dahi olmamıştı.

Bir ara aşağa katta bir şeyler kırıldı her ne oldu bilmiyorum ama birileri camı çerçeveyi indirdiğine eminim ve yine benim olduğum odadanın kapısında hareketlilik olmamıştı.

Bir ara kapınının önünde birden fazla araba sesi yükseldi ama odada bulunan tek pencerede ormana baktığı için bakmak için yerimden dahi kalkmadım.

Tüm gece olanlar sadece bunlardan ibaretti geri kalanı bom boş bir sessizlik kulağımı dolduran tek ses karnımdan yükselen açlık sesleriydi.

Tüm gece yinede bir umut diye bekledim. yaklaşık iki gündür kayıptım yurtta muhakkak yokluğum farkedilmiştir, muhtemelen polis jandarma falan filan hep beni aramaya koyulmuşlardır. içimde tohumu sulanan tek umut bundan ibaretti, beni arayacak bir ailem yok bir akrabam yok şu an tek umudum devlet.

Saatlerdir oturmanın karşılığı korkunç bir ağrıya ev sahipliği yapan kalçam ve uyuşan bacaklarımla sonunda olduğum yerden ayaklandım. ayaklarımda milyonlarca karınca varmış hissi oldukça gıdıklayıcıydı normalde bu hissi çok severim sırf ayaklarım böyle karıncalansın diye saatlerce yerde oturur ders çalışırdım, ama şu an olan en nefret ettiğim bir şey miş gibi hissettiriyor.

Ağır aksak adımlarla pencerenin yanına geçtim. Hayır iki günle pes edecek bir insan değilim ben nelere göğüs gelmiş biriyim bunun üstünden de gelicem. benim hiç aydınlanmadığı karanlıklarım var ben onların karanlıklarına alışıp yaşayan bir insanım. ben aştım ama belliki hayatın benim için kurduğu bir takım engeler daha var biliyorum ki bunlarda geçilmeyecek şeyler değil.

Bir şekilde nasıl olduğunun bir önemi yok ama çıkacam buradan. ilk işim bu odadan çıkmak olucak evin içinde kaçma ihtimalim daha yüksek bu odada mümkün değil.

İki çıkış var bu odadan bir kapı bir pencere Hulk olup kapıyı kıramıyacağıma göre sadece pencere kalıyor, ama pencerede asla normal bir pencere değil beş katlı bir cam olduğuna yemin edebilirim.

Önce koridorda adım sesleri duyuldu yine geçer gider diye beklerken odanın kapısı açıldı ama dönüp bakmadım biliyorum yine beni buradan kurtaracak biri değildi olsaydı şayet bu kadar sesiz gelmezdi.

"Hazan hanım kahvaltı hazır gelin bir şeyler yiyin." Duyduğum yabancı kadın sesine karşılık dönmedim. ciddi ciddi gelip bide yemek ye diyor, resmen dalga geçiyorlar benle, dönüp tüm çirkefliğimi takınıp beyne ne geliyorsa dilimle kusmak istedim hatta cinsini yaşını umursamadan saçını kavrayıp duvara sürtmek istedim kafasını ama hiç bir şey yapmadım.

MUM ATEŞİNDE KÜL OLMAK +18 (Final)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin