1

870 54 57
                                    

rin:
onca yer arasından
senin üniversitene düştüğüme inanamıyorum.

isagi:
düştüysen ne olmuş, İtoshi?

rin:
4 sene boyunca senin yüzünü görmek istemiyorum.

isagi:
benim okuduğum üniversiteyi bile bile tercih olarak yazman benim suçum değil.

rin:
hem suçlu hem güçlüsün?

isagi:
suçlu olduğum bir konu yok.
sal.

rin:
1 sene öncesini bu kadar kolay unuttuğunu söyleme bana, İsagi.

isagi:
unuttum.
fazla rahatsız etme, engellemekten çekinmem.

rin:
kes.
burada engelleme hakkına sahip olan benim, sen değil.

isagi:
biraz olgunlaşmışsındır diye düşünmüştüm.
giderek geriliyorsun, anlaşılan.
ne bu sinir?

rin:
yaşattığını yaşatmak istiyorum.

isagi:
bu kadar rahatsızsan nakil aldırmanı öneririm.
4 sene ne sen bana, ne ben sana katlanabilecek gibi değiliz.

rin:
sen aldırsana.
ben gayet eğleneceğim.
seni darmadağın ederken, yani.

isagi:
sae'yi de ettiğin gibi mi?
pardon, tam tersi miydi yoksa?
aptal, çocuksu tavırlarını da al ve siktir git, rin.
çok ciddiyim.
yoksa seni kırmaktan çekinmeyeceğim. dersime gidiyorum, olgunlaşma işini biraz düşün.

rin:
orospu çocuğu.

°°°

Ders sonu gördüğüm, Rin'den gelen mesajı görmezden geldim. Hâlâ bana sinirli oluşunu göz ardı etmeyi tercih ediyordum. Zamansız birkaç olay olsa da onu "darmadağın" edecek bir şey yapmamıştım ve olayları abartıyor oluşu benim sorunum değildi. Konuyu biraz daha uzatırsa onu engelleyeceğimi söylerken ciddiydim. Eski sevgilimin çocuksu halleri beni ilgilendirmiyordu, kendi problemiydi.

"İsagi!" Bachira'nın seslenmesiyle sesin geldiği tarafa çevirdim kafamı. "Efendim?" Koşmuş gibi duruyordu, soluklandıktan sonra tekrar bana döndü. "Rin bu okuldaymış?" Konuşurken bir yandan kolunu omzuma atmıştı, aynı zamanda yürümeye başlamıştık. "Maalesef ki. Yazdı da birkaç saat önce." Bachira'nın meraklı bakışlarını yüzümde hissetsem de mesajların içeriğini çoktan tahmin ettiğini var saydığımdan detaya inmedim. "Seni unutamamış gibi" Keşke unutsaydı, diye düşündüm. En azından bu, işleri biraz daha kolay hale getirebilirdi. "Öyle duruyor. Hâlâ sinirli sanırım."

"Yer yarıldı da içine girdin sanmıştım." Arkamızda duyduğum soğuk sesle adımlarımı durdurdum. Sesini unutmamıştım ama artık onun cümlelerini başka bir yerde okuduğumda onun sesi kulağımda yankılanmıyordu. Yüzümdeki ifadeyi bozmadan ona döndüm. "Efendim, İtoshi?" Abisi de olduğundan, kimse ona soyadıyla seslenmezdi. Adını söyleyecek kadar samimi hissettiğim de söylenemezdi. Ama biliyordum, o bunu da sorun ederdi. "Bana soyadımla seslenip ona adıyla mı sesleniyorsun yani cidden?" Onunla bu çocuksu kavgaya girmek, en gereksiz bulduğum şeylerden biriydi o anda. "İşim var, sorun neydi?" Sorusunu es geçmeme sinirlendiği belli olsa da yorum yapmadı. "Mesajımı görmezden geldin." Hâlâ aynıydı. "Mesajına bakmak veya cevap vermek zorunda değilim, İtoshi. Henüz engellemediğime sevinmelisin."

Onun hâlâ arkamdan seslendiğini işitsem de geriye bakmadan Bachira ile yürümeye devam ettim. Hayatımda yeni bir sayfa açmıştım ve eski sevgilime burada bir yer olsun istemiyordum. Yine de İtoshi, sınırlarını epey zorlayacak gibi görünüyordu.

°°°

ilk blue lock kurgum
bazı kısımlarda karakterlerin kişiliğini yanlış yansıtabilirim, kusura bakmayın.

umarım kurgu hoşunuza gider

better than me, rinsagiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin