Rin ile oda arkadaşı oluşumuzun üstünden neredeyse 1 hafta geçmişti. Sonbahara girsek de havada hala yazdan kalan izler vardı. Bunu, havanın yakıcı sıcaklığı göz önüne alındığında anlamak zor değildi. Kendimi, düzenli bir yaşama alışmaya zorladığımdan beri -yaklaşık 3 aydır- yaptığım gibi takvimimi kontrol ettim, önemli bir şey var olup olmadığına baktım. Elbette ki vardı, göz ardı etmeyi tercih etmek daha işime geliyordu. Günlerden 9 Eylül'dü. Kimin doğum günü olduğu göze alındığında, havada bu kadar neşe kokusu olması tuhaftı.
Rin çoktan çıkmış gibi duruyordu. Sabah koşusuna gittiğini varsaydım. Önceden böyle yapardı, rutinlerinden kolay vazgeçen biri değildi. Henüz dersim yoktu, beni çıkarken rahatsız edecek biri de şu an olmadığından rahatlıkla odadan çıktım. 1 saat kadar vaktim vardı. Yapabileceğim pek bir şey gelmiyordu aklıma. Her nasılsa kendimi kafeteryada, bölümdekilerin oturduğu masada buldum. Bazıları Rin hakkında konuşuyordu. Onu Sae sayesinde tanıyordu çoğu. Sae'nin popüleritesinin küçümsenemeyecek bir seviyede olduğu düşünüldüğünde, bu gayet normaldi.
Onun doğum gününü nereden öğrendikleri hakkında hiçbir fikrim yoktu, asla öğrenebileceğimi de düşünmüyordum, ama bunun için bir yerlere gidilmesi hakkında tartışılıyordu gözlemlediğim kadarıyla. Rin, samimi olmadığı insanlardan gelen sürpriz programları sevmezdi. Bunu bilsem de sesimi çıkartmadım. Onun, kendi adına cevabını gayet yeterli bir seviyede vereceğinden emindim.
Ders saatimin yaklaştığını fark ettiğimde masada, öncekinden çok daha alakasız bir konu konuşulduğundan haberdar olsam da ne olduğunu takip edememiştim. Hepsine ufak bir veda edip yurt odasına doğru yol aldım. Çantama ihtiyacım vardı.
Hızlı adımlarla odaya vardığımda onu görmeyi beklemiyordum. Ben yokken odada pek vakit geçirmediğini, geçen 1 haftada fark etmiştim. O da bir eşyasını almak için gelmiş olmalıydı. Hızlıca çantamı alıp kapıyı açtım. Rin, kapıda bekliyordu. "Birini mi bekliyordun?" Boşluğuma geldiği için sorduğum sorunun saçmalığını sonradan fark etmiştim. O da cevap vermemeyi seçmişti zaten.
"Bu saatte dersin yok muydu?" Benden yana bir bakış atıp tekrar gözlerini önüne çevirdi. "Ne zamandan beri ilgilisin?" Hâlâ geçen haftaki konuşmamızın soğukluğunu hissettiriyordu sözleri. Sözlerimin, onda bu kadar değişiklik yaratacağını düşünmemiştim. Onu kendimden uzaklaştırmıştım, sanırım. Başarmıştım, öyleyse neden hala vicdan azabı çekiyordum? "Sorduğum tek bir soruya bağlı olarak bu çıkarımı nasıl yaptığını anlatır mısın?"
"Beni gözlemliyorsun. Ders saatlerimi, odada ne zaman olup olmadığımı, uyku saatlerimi. Bunu sadece aynı odada kalışımıza mı yormalıyım yoksa?" Söylediklerinde yanlış bir kısım yoktu. Yine de cevabımı beklemeden adımlarını hızlandırmayı seçmişti. Cevabını bildiği sorular soruyordu.
Hızlı geçen bir gün olduğunu inkâr edemezdim. Saate baktığımda neredeyse 6'yı gösteriyordu. Geçen senenin başında kurduğumuz sohbet grubuna mesaj gelmese, başımı kaldırma zahmetine bile girmezdim. Rin'in doğum günü ile alakalıydı. Reo'nun evinde toplanmaya karar vermişlerdi. Hâlâ Rin'in geleceğinden şüpheliydim. Şüphemle doğru orantılı olarak gitme olasılığım da artıyordu.
En sonunda bu konu hakkında çok düşünmemeyi seçmiş olsam gerek, kısa yürüyüşüm sonunda ayaklarım beni Reo'nun evine getirmişti. Eve adımımı attığım an içerideki gerginlik hissediliyordu. Belli ki Rin gelmişti. Meraklı bir edayla içeri geçtim. Rin, tekli bir koltukta oturmuş, bir-iki kişiyle sohbet ediyordu. Kalanlardan kimi içki içiyor, kimi telefonuyla ilgileniyordu. Yine de bu odaya baktığımda bildiğim tek bir şey varsa, bu da bir doğum günü kutlamasının böyle olmaması gerektiğiydi. Rin'in doğum gününü, birbirleriyle buluşmak için bahane etmiş gibi görünüyordu çoğu.
Kimi yerlerde gıcırdayan zemin yüzünden varlığımı yeterince belli edecek kadar ses çıkardığımdandı sanırım, bazılarının gözü bana döndü. Bunların arasında Rin yoktu. Bana bakmıyordu. Daha birkaç hafta öncesine kadar bakmamak konusunda inatçı olduğum gözler, şimdi bana kırgınlıkla bakmaktansa bakmamayı tercih ediyordu.
Bachira yanıma yaklaşıp bir şeylerden bahsetmeye başladığında dikkatimi ona çevirdim. Yine de Rin'in, üstümde gezinen bakışlarını hissetmem uzun sürmedi.
°°°
okul acıldı
paramparcayım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
better than me, rinsagi
Fanfikce"push me away, then beg me to stay" ♡ eski sevgili olan Rin ve İsagi, ayrılıklarından 1 sene sonra aynı üniversiteye düşer. -- 22.09.23 - #rinitoshi etiketinde 1. 05.07.24 - #yoichi etiketinde 1.