3

441 48 37
                                    

rin:
sonunda dediğime geleceğini biliyordum.
düşündüğümden de kısa oldu?

isagi:
bu sefer de engeli kaldırmam için taciz etmemen için açtım.

rin:
taciz mi ediyorum?

isagi:
evet?

rin:
saçmalık.

isagi:
asıl saçmalık, hâlâ 1 sene önce olan olayları aşamayıp beni rahatsız ediyor oluşun.
üniversitemi de biliyordun.
benimle aynı üniversiteye düştüğün için mi bunlar hâlâ?
eğer öyleyse, bir hatam olmadığımdan gayet eminim de.

rin:
iğrenç birisin.

isagi:
gidiyorum.

rin:
sevgilisine söylemeden ülkenin diğer ucundaki üniversiteye giden, gurursuz piçin tekisin.
bilerek mi sae'nin üniversitesini seçtin :D
gittiğini bile şu arı kafadan öğrendim amına koyayım.

isagi:
bi' bok bildiğin yok.
beni hiçbir zaman da dinlemedin zaten.

rin:
neyini dinleseydim?
unuttuğunu falan söylesen o an katil olacağımı biliyordum.
bunun nasıl bir açıklaması olabilir, İsagi?
kaldı ki, tek sorunumuz da bu değildi.

isagi:
derse giriyorum.

rin:
dersimiz ortak.

°°°

Rin'in bakışlarını üzerimde hissetmeyi beklemediğimden değildi ama bu bakışlarla birini öldürebilirdi. Bütün ders, hiçbir şeyi dinlememek pahasına da olsa gözlerini benden ayırmayacağına adım kadar emindim. Benim de ona bakmamı istiyordu. Dikkatimi çektiğini gözleriyle de görmek istiyordu ve ona istediğini vermek istemiyordum.

Sessize aldığım telefonumun titreşimini fark ettiğimde bildirimin Rin'den geldiğinin farkındaydım. Mesaja bildirimden bakmaya karar versem de devamı gelince konuşmaya tıkladım.

°°°

rin:
ne o, bana bakamıyor musun?
tanıdığım en korkak insansın.

isagi:
dersteyiz.
derste bile seninle ilgilenmemi mi istiyorsun, İtoshi?
engeli açtığıma pişman etme beni.

rin:
gözlerin.
bakamıyor benimkilere.
göreceklerinden korktuğundan mı, katlanamadığından mı?
tanıdığım İsagi'ye aynı soruyu sorsam, seçenekleri bundan çok başka olurdu.

isagi:
beni hikâyedeki kötü adam yapmayı ne zaman bırakacaksın?
gözlerine bakmıyorum çünkü artık merak etmiyorum. artık duygularını gözlerinden okumak beni heyecanlandırmıyor, Rin. gözlerinde görmeyi arzuladığım bir şey yok.

rin:
gözlerime baktığında neyi göreceğini zannediyorsun bilmiyorum ama emin ol, bir gün gelecek ve bu gözlerde boğacağım seni. yarattığın eseri görecek, ilk defa kendi şaheserinle gurur duyan sen değil, ben olacağım.

isagi:
çok edebiyat yapmadın mı?
dersi dinlemeye geri dönüyorum.

rin:
bana bak.
bakacaksın, biliyorum.

°°°

Rin'in hissettiklerini, gözüne bakarak bile söylemek benim için çok kolaydı eskiden. Onu o kadar iyi tanıyordum ki.. Gözlerine bakmaktan çekiniyordum artık, o zamanların aksine. Kabullenmek istemediğim şeyler vardı ve Rin'in gözüne bakmak, işleri kolaylaştırmıyordu. Çünkü görüyordum, öfkesini de kırgınlıklarını da. Kırgınlığını iyi gizlerdi. Öfkesini yansıtırdı insanlara. Üzüntüsünü, öfkesiyle gizlerdi.

Göz ucuyla baktım ona. Hemen solumda, biraz uzağımdaydı. Gözleri hâlâ bendeydi. Lisede olduğundan daha da uzundu şimdi saçları. Belki 2 parmak kadar. İlk tanıştığımız zamana kıyasla çok daha olgun duruyordu. 1 sene önce tanıdığım Rin'e değil de, ona çok benzeyen bir yabancıya bakıyormuşum gibiydi. Yabancıydık. Yabancıydık ama hakkında her şeyi biliyordum. Bir zamanlar sevmiştim ben bu yabancıyı.

°°°

iki yabancı dinlerken okumalık bölüm tadında oldu

better than me, rinsagiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin