𝑺̧𝒂𝒓𝒂𝒑 ❦︎ 𝑻𝒊𝒎 𝑫𝒓𝒂𝒌𝒆

52 7 25
                                    

Yn : adın

❦︎❦︎❦︎

Sağ elime yasladığım başımı ve çapraz bakışlarımla izlediğim genç adam yüzümde nedensiz aptal bir gülümsemeye neden oluyordu. Yan profiline odaklanırken dudaklarından çıkan sözcükleri duymayı, anlattığı konuyu kavramayı bırakmıştım.

"...bu yüzden joker son seferde gülme gazını Dick'e do-"

"Joker mi?"

Bir anda kulağıma gelen sözcükler ile duruşumu düzeltip genç adama dikmiştim gözlerimi. Biz coğrafya çalışmıyor muyduk?

"Son on beş dakikadır sana geçen geceki Joker saldırısını anlatıyorum Yn."

Elleriyle şakaklarına masaj yapmaya başladığında yüzünde olan lakin adını koyamadığım bir duygu beni rahatsız etmişti. Hayal kırıklığı mıydı?

"Keşke dinlemediğini bu kadar belli etmeseydin."

Alınına dökülen siyah saçlarının arasından bakan gözleri - yoğun bakışları altında küçük bir çocuk gibi başımı kollarıma gömüp saklanmak istesemde suçluluk duygusu ile gözlerimi kucağımda duran ellerime dikmiştim sadece.

Bir eli çenemin altında yerini alıp başımı hafifçe yukarı kaldırdığında ister istemez bakışlarımız birleşmişti. Gözleri o kadar yoğun bakıyorduki bir an boğulacağımı sanmıştım.

Son haftalarda ikimizinde birbirine karşı bakışlarında değişen bir şeyler vardı ve bunun adını biliyordum lakin bunca yıl birlikte büyüdükten sonra kabul etmesi zor geliyordu. Onunda bildiğine emindim ve büyük ihtimalle bunun gerçekliğini kabul etmişti bile. Sonuçta o hayatını Batman'in - dünyanın en iyi dedektifinin yanında geçirmişti.

"Coğ-coğrafya?"

Eli çenemin altından yavaşça, oldukça isteksizce çıkarken keşke konuşmasaydım diye geçirdim içimden. Keşke daha az utansaydım.

Tekrar eline kalemi aldığında ve kitabın üzerine eğildiğinde dudaklarımı birbirine bastırıp ona doğru eğildim. Saçımı tek bir el hareketiyle boynumun diğer tarafına attığımda artık kitap daha netti. Tabii o'da öyle.

Bir dakika kadar sonra konuşmadığını idrak edebilmiştim. Dudakları bile oynamıyor sadece öylece duruyordu. Sonunda yüzü bana döndüğünde bakışlarında ki o duygu daha da artmış, artık daha da açmış gibiydi.

"Yn?"

Sesi bir fısıltıyı aşamasada kulaklarımda yankılanan tek sesti. Malikanenin içindeki tüm sesleri yavaşça bastırmış sadece kendini bırakmıştı geriye.

"Efendim?"

Ona ayak uydurmak için bilerek kısmıştım sesimi. İkimizin arasındaki mesafe neredeyse sıfırdı. Yanlışlıkla(!) olacak minik bir hareket rahatlıkla dudaklarımızı birleştirebilirdi. O an Tanrıya -tanıdığım ve tanımadığım her Tanrıya dua ettim. Lütfen yanlışlıkla biraz öne sendelese yada hafifçe ileri gitseydi.

"Seni öpebilir miyim?"

Dediklleri -sadece üç kelimede olsa kalbimi ellerimi içine koymuştu. Konuşmayı unutmuş gibiydim. Gördüğüm tek şey onun gözleriydi, duyduğum tek şey sorduğu soruydu ve hissettiğim tek şey beni öpmesi için hiç düşünmeden neler verebileceğimdi.

"Lütfen." Dedim fısıltıyı aşamayarak. Sanki bir anlaşma yapmışız ve sadece fısıldayabilirmişiz gibi. "Lütfen öp beni Tim Drake."

Neredeyse yok denilebilecek bir hareket ile dudaklarımız birleştiğinde şaşırmaya bile fırsat bulamamıştım. Ellerimi ensesinde birleştirdiğimde onun ellerini de belimde bulmuştum.

Sol baş parmağı ile bel çukurumda daireler çizerek sandalyemi ayakları ile kendine çekmişti. Dudaklarımın üzerinde o kadar yumuşakdı ki hareketleri ellerimi saçlarına daldırırken gözlerimi açmaktan korktum. Açarsam rüyam bitermiş gibiydi.

O anı elimden geldiğince uzattım. Dudaklarını tadını, dudaklarıma değen yumuşak hareketlerini ve ruhuma ikinci bir hayat daha üflüyormuş gibi hissettirdiği o anı aklıma kazımak istedim. Sonunda ayrıldık.

Yanaklarımın yanışını hissederken dudaklarımın üzerinde dolaşmıştı dilim. Ondan geriye ne kaldıysa arıyor gibiydi.

"Ben, ben gerçekten ne-"

"Açıklamana yada bir bahane sunmana gerek yok Yn. İstedik ve oldu. Bunun kötü bir yanı yok."

Bir eli belimden ayrılmadan diğer elini yüzüme doğru çıkarmıştı. Parmakları hafifçe, neredeyse yok denecek kadar minik bir hareketle dudak kenarlarımda dolaşıyordu. Yüzümdeki minik dokunuşları bile onu tekrar öpmek istememe neden oluyordu.

"Lütfen beni bir heves için öpmediğini sö-"

"Seni asla anlık bir heves için öpmem Yn. Asla seni kullanmam."

Bu sefer yaklaşan, ilk adımı atan bendim. Dudaklarımızı birleştiren de yine bendim ve her şeye rağmen bu anı hiç bitmeyecekmiş gibi hissettiren tabii ki oydu.

 Dudaklarımızı birleştiren de yine bendim ve her şeye rağmen bu anı hiç bitmeyecekmiş gibi hissettiren tabii ki oydu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Drunk And İn LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin