𝑺̧𝒂𝒓𝒂𝒑 ❦︎ 𝑫𝒂𝒎𝒊𝒂𝒏 𝑾𝒂𝒚𝒏𝒆

48 3 14
                                    

Yn : adın

Not : Damian reşit

Not2 : bu gün sadece hüzün var.

❦︎❦︎❦︎

Bunu kabul etmeyi sevmesende tüm ruhunla ve kalbinle ona bağlıydın.

Genç adam elindeki başından duman yükselen bardağı önüne koyarken gülümsedin ve teşekkür eder gibi başını hafifçe salladın. Sallanan bahçe koltuğunda oturmuş yeni doğan güneşi ve biraz daha ilerideki şehri, Gotham'ı izliyordun. Sizin şehrinizdi. Kim ne derse desin bu şehir Wayne ailesinindi. Ve sende Bruce Wayne'in üvey kızı olarak kesinlikle bir Wayne'din.

Dick bu gerçeği kafana daha kimliklerin ne demek bile olduğunu anlamadığın küçük bir kız çocuğu olduğun o günlerde kazımıştı. Kanında hangi kanın aktığı önemli değildi, sen bu ailenin En küçük prensesiydin.

"Yn."

"Ha?"

Damian hafifçe vücudunu sana döndürüp bacağının birini altına almıştı. Tek kolu koltuğun sırtına yaslanmış diğer eli ile içeceğini tutuyordu. Başını hafifçe yana eğince hala hafiften ıslak olan saçları gözlerinin üzerine düşmüştü.

"Dalgın duruyorsun."

"Çünkü dalgınım."

"Neden?"

Hala her bir kasın adeta yanarken bardağındaki içecekten bir yudum alıp başını arkaya attın ve başını koltuğun sırtına yaslayıp dizlerini kendine çektin. Gözlerini kapattığında artık 5 duyundan sadece 2'si çalışıyordu. Damian'ın nefes alış verişlerini duyuyor, bardaktaki sıcak içeceğin ve hafif bir erkek parfümünün kokusunu alıyordun.

"Yaptığımız şeyleri düşünüyordum. Tüm bu şeylerin bir anlamı var mı?"

Genç adam koltukta biraz sana doğru eğiliyor. Koltuğun bir tarafı eziliyor ve aşağı iniyor, bununla birlikte hareketi oturduğun yerde oldukça rahat bir şekilde hissediyorsun. O ise fark etmese bile yüzüne doğru üfleyerek konuşuyordu.

"Aynı soruyu kendime kaç defa sorduğuma inanamazsın."

Yüzüne çarpan içecek kokusunu umursamıyorsun bile. Sadece içinde bir yerlerde nedensizce onunla dalga geçen alaycı bir sırıtış oluşuyor yüzünde, gözlerini açmadığını fark ettiğinde rahat ama kararlı bir ses ile devam ediyor.

"Her ay ölümle burun buruna gelmeye değer mi? Kırılan kemiklere ve döktüğümüz kana değer mi? Barbara'nın sakat kalmasına, Jason'un ölmesine değer mi?"

"Sen böyle sayınca değmez gibi geliyor."

Damian başını hafifçe iki yana sallarken ondan asla beklemeyeceğin bir dikkat ve olgunlukla bakıyordu sana.

"Peki bu bizim değil de başkalarının başına gelince değer mi? Gotham halkının başına gelince?"

Hafifçe başını eğdi ve devam etti.

"İlk başlarda değmezmiş gibi geliyordu ama sonra kendime Bruce Wayne'in oğlu olduğumu hatırlattım. Ra's al ghul'un torunu değil."

Eliyle elini tuttuğunda bakışların iyice ona dönmüştü. Her kelimesinde boğazında yutamadığın bir düğüm oluşmuştu.

"Ve bildiğin gibi bu şehir Waynelerindir. Her ne olursa olsun."

Drunk And İn LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin