Gözlerini genç adamdan çekmeden elindeki yumuşak içimli içkiden bir yudum aldın. Bardağın üzerinden onu izliyordun ve başka bir kadına gülümseyişini görüyordun. Konuşuyordu, gülüyordu ve bunları sensiz yapıyordu. O seni tanımıyordu bile.
Bardağı elinde hafifçe tutarken kendi ekseninde döndürdün. İçindeki küçük şemsiye de içki ile birlikte döndü.
Dilin bordo rujla boyadığın dudaklarının üstünde gezerken içkinin ardında bıraktığı bir kaç damlayı yaladın.
Bruce Wayne kadınla konuşmasını bitirdiğinde yaslandığın kokteyl masasından ayrılıp ona doğru yürümeye başladın. Gerektiği kadar yaklaştığında topuğunla elbisene bastın.
Ah, kurnaz küçük kızın kurtarılması gerekiyor.
Düşmeden önce iki büyük el seni belinden tutmuştu. Sende o kollardan birine tuttunmuştun. Sivri ve bakımlı tırnakların ise gömleğin üzerinden genç adamın etine baskı uyguluyordu.
Seni nazikçe düzelttikten sonra ayakta durabildiğini gördüğünde ellerini geri çekmişti, sen ise yere düşüp kırılan kadehine ve yere dökülen içkine bakıyordun. Rujlu dudaklarını küçük bir çocuk gibi büzüp hafifçe nefes verdin. Ardından bakışların genç adama döndü -ve gömleğinin üzerine dökülen içkiye.
"Ah, üzgünüm bay- şey adınız neydi?"
Kesinlikle adını biliyordun, onunla ilgili bildiğin anlarca başka şey ile birlikte.
"Bruce, Bruce Wayne. Ve siz kimsiniz hanımefendi?"
"Yn. Sadece Yn."
Zarif bir el hareketiyle açtığın kolunda asılı duran çantadan bir peçete çıkarıp genç adama uzattın. "Alın lütfen." Dedin sadece onun duyabileceği bir şekilde. "Ve en içten özürlerimi kabul edin bay Wayne."
Bruce hafifçe gülümsedi ve peçeteyi alıp lekeyi silmeye çalıştı lakin bu hareketi yüzünün acı ile kasılmasına neden olmuştu. Başarısız girişimi sonucunda bu işkenceyi daha fazla izleyemeyeceğine karar verdin ve peçeteli eline uzandın. Eline göre büyük olan erkek elini kavradığında durup sorgulayan gözlerle sana baktı.
Peceteyi elinden alırken ona doğru yarım bir adım attın.
"Lütfen yardım etmeme izin verin bay Wayne." Suçluluk dolu gözlerin ile yüzüne kaçamak bakışlar atıyor lakin asla gözlerine odaklanmıyordun. Takii son sözüne kadar. "Kendimi böyle Affettireyim?"
"Hiç gerek yok baya-"
Onu dinlemeden peçete ile karın bölgesine dökülen içkiyi temizlemeye başlamıştın ve bu onu şaşkınlıkla susturmaya yetmişti. Gotham'ın en zengin ve çapkın bekarı senin tek hareketinde susmuştu.
Bir elini gömleğinin üzerinden gövdesine yaslamış gömleğin kaymasını engelliyor, diğeri ile lekeyi temizliyordun. Peçete içkinin rengini alınca çantandan bir peçete daha alıp elinden geldiğince tüm ıslaklığı almıştın.
Tüm bu süre boyunca başını eğdiğin için saçların tel tel yüzüne düşmüş, bir heykeltraşın elinden çıkmış gibi çekici olan yüzünü saklamıştı lakin yinede o; bay Wayne işine konsantre olurken bordo renkli alt dudağını dişlerinle sıkıştırdığını, gözlerini hafifçe kıstığını ve nefesini tuttuğunu fark etmişti.
Ne ara olduğunu anlamadığı bir şekilde dudaklarını izlerken seni öpmenin nasıl bir şey olduğunu merak etmiş bunu fark edince kendini azarlamış lakin bir an sonra yine aynı düşünceye dalmıştı.
Uslu bir kız gibi işin bitince bir kaç adım geri attın ve Bruce'un gözlerine odaklanmak için başını hafifçe kaldırdın.
"Tekrardan özür dilerim bay Wayne."
Genç adama konuşma fırsatı tanımadan çantanı düzelttin ve yanından geçip gittin. O ise tüm merakını içine gömmek zorunda kaldı -taki bir sonraki görüşmenize kadar.
Ve Bruce bunu bilmesede sen; o, senin gidişini arkandan izlerken çok yakın bir zamanda tekrar görüşeceğinizi biliyordun.
Bu ise senin ister istemez sırıtmana neden oluyordu ve buna alışabilirdin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
