not: Uzun zamandır yoktukk arkadaşlar 500 yorum gelir mi acaba??
bölüm 5.7k, ona göre okuyunn
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
M&M
Roman cavalry'lerin mızrağı ucundan gövdeye batan adaletin, bir imparatoru korumak için sivriltilip, adeta bir satranç taşı misali atını kurallar olmadan düşmanın üzerine süren, inancı "korumak" üzerine yoğunlaştırmış Roma dönemindeki o üç yüz asker, şimdilerde sivil bir toplum kisvesine bürünmüş, bir suç imparatorunu demir parmaklıklardan kurtarmak için adalete karşı çıkıyordu. Napolyon'dan büyük suç dosyası ile Jungkook, sadece bir yıllık hapis istemine çarptırılabilecekleri kadar üstündü, kaide üzerinde yükselen Themis'ten. Tanrıça'nın elinde tuttuğu terazinin üzerindeki soyut yüklerin adaletin tam sağlanması için muhtaç olduğu bir çift dudak, altındaki beni kadar kara ifadesiyle yalnızca gülümsüyor, giydiği takım elbisesinin tek süsü tüm parmaklarındaki gümüş pırlanta yüzükleri ile bu süvarileri selamlıyordu, izliyordum.
Oldukça büyük kaz tüyü yastıkların üstüne dirseklerimi koyup, yüz üstü yattığım beyaz çarşaflardaki kokusunu derince içime çekerken haberdeki görüntüsünün yerini magazin haberleri aldı. Şöyle giriş yaptı sunucu kadın, "Eminem olarak tanıdığımız ünlü Rapper Jeon Jungkook'un CEO'su olduğu Shady Records'un piyasaya sürdüğü müziklerin söz yazarlarından biri Kevin McQuin'in skandal ifadesine göre Grammy ve MTV'de büyük çaplı bir spekülasyona sebep olan Christina Aguilera ile yattığına dair bir haber dolaşıyor. Eminem'den henüz bir yanıt gelmedi." Belimin kıvrılıp, dudaklarımı öfkeyle büzdüğüm an tam o andı. Kısa bir ara sonra devam edeceğini söyleyen kadının ardından kararan ekranda gördüğüm aksimin, siyah saçları kadar bakışları da karışıktı. Uyandığımın sabahı beni karşılayan soğuk çarşaflarda olması gereken beden şimdi kentin bilmem hangi köşesinde içinde durduğu takım elbisesi ile boy gösterip çenesini vakur bir şekilde kaldırırken ben onun odasında, omuzlarımdan düşen beyaz tişörtüm ve iç çamaşırım ile öylece uzanıyor, nazlanırcasına sesler çıkarıyordum.
Canım sevilmek, ilgilenilmek, kendime bu kadar cesur bir şekilde söylemeye şaşırdığım o kelimeyi istiyordu; kalçamı bastırdığım ipek beyaz çarşaflarda kalçalarım arasından çıkıp her bir zerremi şehvetine bulayacağı kadar sertçe 'sikilmek'. Delirecek gibi hissettiğimde Christina ve Eminem'in yüzünün göründüğü ekrana elimdeki kumandayı fırlattım. Yüzlerce parçaya ayrılan kırık ekran beni daha da rahatlattı. Çıplak ayaklarımı biraz soğuk olan parkelere uzatarak kalktım. Jungkook'un gece boyunca ben uyurken avuçlarına tam oturtarak parmaklarının izinde bıraktığı yüzüklerinin kesiklerine baktım ilkin, odasındaki aynaya dibindeki kaplan yavrusuyla birlikte yansıyan görüntüm feciydi. Belime kadar çekip kalça arama soktuğum iç çamaşırımın izin verdiği kadar ellerini sokabileceği her noktada küçük morluklar vardı. Uyurken, tam arkamdaki bedeninin kasıklarına dayayıp koruduğum kalçalarım feci bir şekilde yoğrulmuş, uykum hiç umursanmamıştı. Jungkook annemin küçük ayı diyebileceği kadar ağır olan uykumda dahi sızdırabileceğim kadar tenini tenime katmıştı.
