Giriş

785 34 8
                                    

2018

Kadın olmak zor, ama onyedi yaşında kadın olmaya zorlanmak dahada zor.Bu akşam doğu topraklı yine genç bir kızın töre uğruna evlendirilmesine şahit olacaktı.

Genç kız konağın balkonundan yağmuru seyrediyordu, yağmurun bile onun için gözyaşı döktüğünü düşünüyordu. düşen yağmurla beraber gözlerini avluya doğru çevirdi.

Konak halkının bu gece kendisi için yaptıkları hazırlıkları izlemeye başladı. Sonra tıklatılan kapıyla balkondan odasına doğru yöneldi."Gel"diye seslendi. içeri gelen yardımcıyla gözleri elinde getirdiği kutuya çevrildi "Elindeki nedir?"diye sordu.

Yardımcı birkaç adım atıp elindekini yatağa bıraktı "Raşit ağam gönderdi" diyerek odadan çıktı. Merakla kutuyu açtı kız, ve içindeki gelinliği gördüğü an gözleri doldu.tam kutuyu fırlatacakken, içindeki küçük notu gördü.

Alıp okuduğunda sol gözünden bir damla yaş süzüldü. Notta "Seni gelinliğin içinde görmek için sabırsızlanıyorum.
                                                Raşit ağa"

Yazıyordu. Kız elindeki kağıdı parçalayarak yere attı. Gelinliği eline alarak bakışlarını gelinlikte gezdirdi.

Annesi "Dilan!"diye seslenerek odaya girdi. Kızını gelinliğe bakarken görünce alaylı bir sesle "Gelinliğini beğendinmi?" Dedi hala orada kızaran gözlerle durduğunu görünce "senin için özel dikildi, orada dikileceğine hazırlan" dedi ve kızının cevabını beklemeden odadan çıktı.

Annesinin çıkışının ardından onbeş dakika sonra odaya makyözler girdi ve genç kızı hazırlamak için aynanın karşısına oturttular.

Bir buçuk saat sonra genç kız tamamen hazırdı. Ve aynadan kendisine baktı, gelinliği hayal ettiği gibi olsada, hayallerindeki gün asla bugün değildi.

Beline kadar uzanan siyah asi saçlarını dağınık topuz yapmışlardı. yüzündeki makyaj sade ve özenliydi. aşağıda toplanan kalabalığın sesleri odasına kadar geliyordu.

Kapının açılmasıyla başını çevirdi ve ablası dilayla göz göze geldi. irisleri okadar derin bakıyorduki, onun maviliklerinde kendi mavilerini gördü.

Ablası buruk bir tebessümle ellerini tutarak "iyice düşündündünmü onu arkanda bırakmaya hazır mısın?" Ablasının sözleriyle aklına kara hareler geldi, buruk bir şekilde gülümseyerek "bir ergenlik aşkı uğruna hayatımı mahvedemem" dedi.

Dili her nekadar farklı söylesede, kalbi hala onun için atıyordu. Ablası "sen nasıl mutlu olucaksan öyle olsun" dedi ve sonra sıkıca sarıldı. "Oralarla kendine çok dikkat et, kimseye güvenme, kimseye kendini ezdirme, ve herzaman başını dik tut biratê min" dedi.

Bir süre dolu gözlerle kardeşini seyretti Dilay. Sonra birlikte odadan çıktılar. Konağın merdivenlerini inerken burada geçirdiği zaman bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçti.

Düşüncelerle boğulurken geldiklerini gördü, hemen sonra onlarında gözleri kıza doğru döndü. Babasının gözlerine baktı kız bir süre, bir sevgi veya şefkat bekledi gözlerinde, ancak hiçbiri yoktu kızına bomboş gözlerle bakıyordu.

Bir baba için bukadar kolaymıydı? Kızını hiçe sayıp onu kendi yaşında birisine parayla satmak, bukadar kolaymıydı? kızının hayatını bile bile mahvetmek. Diye düşündü genç kız.

Kırık KelebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin