Bölüm 6- Dejavu

210 19 4
                                    

Ferhat Göçer -Yıllarım gitti
Model -Değmesin ellerimiz
Charlie Puth -Attention

Bu yaşadığım yirmi üç yıllık hayatım boyunca hayatımda herzaman farklılıklar olurdu. Kendimi hiçbir zaman biryere tamamen ait hissedemedim.

Garsonluk yaparken bile, orada çoğu zaman hakarete maruz kalırdık. Sesimizi çıkartamazdık müşteri herzaman haklıydı patrona göre, yemeği veya servisi beğenmediklerinde biz azarlanırdık, bir insanı parayla ezmek kolaydı.

Bugün ise yine hayatımda özellikle bugünlerde çoğalan farklılıklardan yeni birine giriş yapıyordum.

Dönen kapıdan içeri girdiğimizde herkesin bakışları bize doğru dönmüştü, daha doğrusu yanımdaki adama. Kadınlar ondan gözlerini ayırmıyordu, Mihran'a baktığımda ona bakanları umursamadan havalı bir şekilde yürüdüğünü gördüm. Bende dimdik aynı Mihran gibi havalı bir şekilde yürümeye çalıştım, zaten doğuştan bir asaletim olduğundan sorun çıkmadan ilerledim.

Yanımızdan geçen birkaç kişi 'Günaydın' Hoşgeldiniz' gibi şeyler söylemişti. Asansöre bindiğimizde kırk yedi numaralı tuşa bastı, yükseklik korkum olmadığına şükür ediyordum şuan. Asansör hareket ederken "Asistanım Güneş, kısa bir süre önce işten ayrıldı sen benim asistanlığımı yapacaksın" dediğinde ona gözlerimi kısarak baktım, kıvrılan dudağıyla asansör'ün kapıları açılmadan önce "Merak etme seni fazla zorlamam" dedi.

Asansörden indikten sonra bir kapının karşısında durdu, sol eliyle kapıyı  gösterirken sağ elini de cebine koymuştu "Burası senin odan, yan tarafındaki ise benim odam. bir ihtiyacım olduğunda dosya, kahve vs gibi şeyler için seni ararım" bana kapıyı açtı ve içeri girerken "Geri kalan şeyleri  sana yönetim bölümünden Ebru anlatacaktır" dedi.

Ona kafamı salladım ve odaya girdim, etrafı incelediğimde güzel ve ferah bir odaydı sade ve güzel dekorn edilmişti. Çalışma masasının üzerinde bilgisayar ve sanırım iş için kullanacağım Mihran'ın bahsettiği eski tip kablolu telefon. Bu telefonlardan kalmışmıydı artık. Köşede içinde  dosyalar bulunan bir dolap. Burdan bakınca manzara çok güzel görünüyordu.

Ben odayı incelerken içeriye bir kadın girdi, kumral saçlarını tepede at kuyruğu yaparak zaten sert duran yüz hatlarını dahada keskin'leştirmişti. Beni şöyle bir inceleyerek yüzünü buruşturan kadına kaşlarımı çattım, Ne yapıyordu bu kadın ya!

Yanıma gelerek elinde tuttuğu kalın dosyayı ellerime bıraktı ve tek kaşını kaldırarak "Senin işin bu dosyaları düzenlemek, içerisinde yanlış varmı diye kontrol edilecek. Ayrıca üç on beş'te Mihran beyin toplantısı var, sende yanında giderek önemli şeyleri not ediceksin" dedi ve burun kıvırarak " Güneşin yerine senin geldiğine inanamıyorum" dediğinde. Artık niyetini anladım benim arkadaşının yerine çalışmamı yediremiyordu.

Şuan o at kuyruğu yaptığı saçlarını yolabilirdim, hakettiği buydu ancak benim gibi hanfendi birisine bu yakışmazdı hemde ilk iş günümde. Yanına doğru yürüdüm on beş santim topuklu giydiğinden boyu benden birkaç santim yüksekti, hadi ama Ahu bugün spor giyinmenin sırasımıydı.

Onunla aynı tavrı takınarak "Mekanın sahibi geri geldi, eğer o sevgili Güneş'ini çok özlediysen sende onun yanına defolup gidebilirsin. Eminim Mihran'da çalışanlara bu şekilde davranan birini burada tutmak istemeyecektir" dediklerim ağır gelmiş olmalıki dişlerini sıkarak "Sen kim olar-" lafını yarıda keserek kendimden emin bir sesle "Mihran'ın evleneceği kadın olarak!" Dedim.

Ağzı bir karış açıldı, gözleri de öyle tam birşey söyleyecektiki Mihran içeri girerek "Dilan, Ebru sana gerekenleri söylediyse eve geçelim, yarın tekrar geliriz" dedi. Ebru denen şıllıka baktığımda utançla kafasını eğdi. Bundan sonra insanlara düzgün davranması gerektiğini öğrenirdi heralde.

Kırık KelebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin