Emre Aydın- Hercai
Melike şahin - Tutuşmuş beraber
Miley Cyrus - Flowers.
İnsan geçmişini istesede geride bırakamıyordu, tekrar tekrar karşısına çıkıyordu. Şuan karşıma çıkan geçmişim, benim geçmiş anılarımın en güzelleriydi. Hayatımdaki sayılı birkaç anının içinde çoğunlukla onlar vardı.
Mihran'dan altı yaş küçük kardeşi Ferhat, o zamanlar bizim çoğu buluşmamızın kahramanıydı. Bizim için buluşmalar ayarlardı.
Bir keresinde buluşma yerimizi tüller ve balon'larla elinden geldiğince süslediğini, ve o an o yeri gördüğümde birinin doğum günü sandığımı hatırlıyordum.
Kimin doğum günü olduğunu sormuştum, böyle bir şey olduğundan emindim çünkü.
Ferhat ise her zamanki yüzünde olan haylaz gülüşünü sergilemişti, ve yanımıza gelerek Mihran'la ellerimizi birleştirmişti. Devamında epey güldüğüm bir an olduğunu biliyorum.
Yanında getirdiği tatlı bir kızla karşımıza geçerek "Bugün sizin düğününüzü yapıcaz, artık yengem olmalısın Dilan abla!" Dediğinde. Hala ne kadar şaşırdığımızı hatırlıyorum.
Şimdi ise büyümüştü, genç biri olmuştu Ferhat. Annesinin kırgın bakan gözlerinin aksine hala aynı samimiyetle bana bakıyordu, belkide bu duyguyu iyi saklamayı beceriyordu.
İçten içe onunda gittiğim için bana kırgın olduğunu biliyordum. Şimdi ise salonda oturmuş Mihran'la sohbet ediyorlardı.
Oraya görece pek cesaretim olmadığından, onlara kahve yapıyordum. Kahvenin önce köpüğünü koyarken sterslendim. En sonunda cesaretimi topladım ve tepsiyi dikkatlice içeri götürdüm.
Kahveyi ferhat'ın önüne bırakırken otuz iki diş bana gülümseyerek baktı ve "Kız bakma! Bakma dökücen şimdi" dedi ve kahkaha attı. Bende gülecekken son anda dudaklarımı birbirine bastırarak buna engel oldum.
Kahveleri koyarak Mihran'ın yanına oturdum, ve stresle parmaklarımla oynamaya başladım. Yezda teyze ise Mihran'a "Düğün hazırlıkları nasıldır?" Diye şiveli bir sesle sordu. Mihran sessiz kaldığında ise, elini sallayarak "zaten bende oğlumu bildiğimden erken geldimya" dedi.
Kahveleri içerken yezda teyze yanında duran kadına, eline bir liste vererek alışverişe göndermişti, çeyizlik ile ilgili olan bir şeyler olduğunu duymuştum.
Ve sonunda benimle muhattap olarak "Gelin! Kalk gelinlik seçmeye gidiyoz" dediginde. Kafamı kaldırarak sonunda ona bakmıştım. İtiraz istemeyen bir sesle söylediğinden kafamı salladım, ve yukarı üzerimi değiştirmek için odama yöneldim.
Üzerime dizimin altında biten, uçuş uçuş minik pembe çiçekleri olan hoş bir elbise giyerek, saçlarımıda tek örgü şeklinde örmüştüm. Dudağıma hafif reklerde bir ruj sürdüğümde hazırdım.
Aynadan kendime bakarken neden bu kadar tatlı giyindiğimi bilmiyordum. Sanırım gelin olmaya kendimi gerçekten kaptırmıştım.
Aşağıya inerken ferhat'ın "Anne! Lütfen ya, kismetimi artık istanbul'da bulmam gerekiyor. Bende sizinle geleyim" dediğinde, yezda teyze altın bileziklerle dolu elini kaldırarak Ferhat'ın ensesine bir tane şaplak yapıştırdı. Yüzümü buruşturdum, sesi buraya kadar gelmişti.
Çatık kaşlarının altından ona "Kuramın saçma sapan konuşma!" Dediğinde, Ferhat yüzünü küçük emrah moduna sokarak ensesini tuttu ve "Benim narin'cik bedenim sizin ellerinizde çürüyüp gidecek" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Kelebek
General FictionGenç kız konağın balkonundan yağmuru seyrediyordu, yağmurun bile onun için gözyaşı döktüğünü düşünüyordu. bugün zorla daha reşit bile değilken evlendirilecekti. Hemde babası yaşındaki bir adamla. ancak o bu yaşına rağmen ona yapılan şeylere direnece...