Bölüm 3 -Affı olmayan hatalar

318 23 11
                                    


Müslüm Gürses- Unutamadım
Askın nur yengi- Yalancı bahar

Mihran' nın ağzından

Acılar insanın önüne iki seçenek sunar, birisi iyi olup insanlara yaşadık larını yaşatma'maya çalışmak. İkincisi ise kötü birisi olup yaşadıklarını misliyle başkalarına yaşat' mak.

Ben ikincisi olmuştum, o günden sonra artık hayata karşı tutunacağım önemli bir şey yada önceki saf ve masum genç olmak için bir sebebim yoktu, kalmamıştı. En son gerçekten ne zaman veya neye gülümsediğimi bile hatırlamıyorum.

Yıllarca kendimi babam ısrar etsede bu aşiret işlerinden uzak tutuyordum. Takı o gitti benim hayata karşı hevesim de gitmişti, o gitti ve beraberinde içimdeki iyi olan bütün duygularımı beraberinde götürdü.

Şimdi onu öldüreceklerdi, bir zamanlar hayatımı istese düşünmeden verebileceğim kadın. Bir kan davası uğruna sikik bir kan davası için, babasının öldürdüğü birisi yüzünden, Celal ağanın bir tane daha kızı vardı Dilay, ancak onu yanından ayırmadığından öldürmek için Dilan' ın peşine düşmüşlerdi.

Ben İstanbulda olduğumdan Diyarbakır'da olan olayları hemen takip edemiyordum, öğrendiğim kişi ise Dilay' dı, beni aradığında çok korktuğu sesinden belliydi, kardeşi için endişeleniyordu, olanları anlatırken ağlıyordu, ve kardeşini kurtarmam için bana yalvarmıştı.

Bende ona sözünü vererek düşünmeye başladım, onu bir süre önce bulmuştum, zor olmuştu çünkü kimliğini değistirmişti. İkinci ismini kullanıyordu, çocukluk arkadaşı Nisa ile kaldığını,bir restorant ta çalıştığını öğrenmiştim.

Son işlerimi hallettikten sonra ceketimi giyerek şirketten ayrıldım, telefonumu çıkartarak ufuk'u aradım. bir planım vardı ve bunu dün akşam halletmelerini söylemiştim, onu sağ salim buraya getireceklerdi, ve ona olanları anlatarak planımı açıklayacak tım.

Birkaç çalıştan sonra açılan telefona neler olduğunu sorduğumda, verdiği cevapla sinirlerim bozuldu, onu bayıltarak depo da tuttuklarını öğrendiğimde arabayı hızlandırdım, oraya kapatmamaları gerekiyordu.

Hemen oradan çıkarmalarını söyledim "Tamam" diyerek kapatmıştı. Acele ederek arabanın hızını biraz arttırdım, yeni bir arama geldiğinde koruma Baran dandı, yanıtladım "Abi acil gelmen lazım!" nefes nefese söyledikleriyle "Bir sakın ol, Baran, ne oluyor orda tam olarak" dedim.

Koşma sesleri geliyordu Baran stersli bir sesle "Abi.. kız kaçtı, ayrıca kaçarken ufuk abinin kafasını yarıp, diğerlerini ise koşarak atlattı, abi ben böyle koşan birisini görmedim, hepimizi atlattı" dediği şeylere şaşırmadım, onun ne kadar değişmedigini düşünmemeye çalıştım.

Araba evin olduğu sokağa girmişti, telefonu kapattım ve o anda arabanın önüne birisi atladı. Onu görüyordum ancak ışıklar açık olduğundan o gözleri ni kısarak bakıyordu, kurtulmak için yola atlamıştı, bir araba bulmak için o araba ise buydu.

Kapıyı açarak arabadan indim ve ona doğru adımladım, geçmişimdeki kadına. Karşısına geçtiğimde gözlerim hedefini tutturan bir ok misali derin bir okyanusa benzeyen maviliklerini bulmuştu, o maviler bir zamanlar bana yaşam ve umut olmuştu, o gittiği gün benide o maviliklerinin dibine gömerek gitmişti.

Dilan Ahu Aktaş, Benim geçmişim, Mutluluklarıma, Hüzünlerime sebep olan ay yüzlü kadın. Esmer tenine çok yakışan siyah asi saçlarını kesmişti, bir zamanlar gözü gibi baktığı upuzun saçlarını omuzlarına kadar kısaltılmıştı, bu değiştiğinin en büyük kanıtıydı belkide güçlendiğinin. fındık burnu ve dolgun dudaklarıyla büyüdükce dahada güzelleşmişti.

Kırık KelebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin