Kırık Kelebek

Bölüm -16 Saklı Fotoğraflar

Teoman- İki yabancı
Sezen aksu - Tükeneceğiz
Onerapublic- Caunting stars

*

Evliliğimiz anlaşmaydı. Fakat bu konuyu yani evliliğimizin yalnızca kağıt üzerinden olduğunu dört kişi haricindeki kimse bilmiyordu,
Yezda teyzeler bile bilmiyordu.

Herkes yıllar sonra birbirini tekrar bulmuş iki aşık olarak evlendiğimizi düşünüyordu. Biz bütün olanlara, yaşananlara rağmen üstesinden aşkımız sayesinde gelmişiz gibi.

Şuan bana bu lavabonun önünde bana bunları gönderen kişi evliliğimizin gerçek olmadığını biliyordu. Dört kişi hariç kimsenin haberi olmadığı o evliliğin anlaşmalı olduğunu biliyordu.

Nereden bildiğini ise hiç bilmiyordum. Beynim donmuş bir şekilde nasıl veya nereden bildiğini düşünemeyek bir şekilde elimden kayan ve yere dökülen onlarca fotoğrafa bakıyordum.

Gördüklerimin şokundan çıkamamıştım bile nefeslerim sıkılaşmaya başlamıştı. Yere dizlerimin üzerine çöktüm Gelinliğimin kirlenmesini bile umursamadan "Bu nasıl olur.." sesim fısıltı ile dudaklarımdan dökülsede bağırmak istiyordum. Ben neyin içindeydim, ve tüm bunları yapan kimdi.

Elimi onlarca fotoğraftan yanlızca birine uzattım. Kutu'nun içi fotoğraflar ile doluydu.

Yalnızca benim olduğum fotoğraf lar çoğunluk'taydı. İçlerinde Mihran ile birlikte çekilmiş fotoğraflar da vardı.

Başkası tarafından ve uzaktan çekilmiş fotoğraflar.

Elime aldığım fotoğraf ta Mihran ile bir kaç saat önce oturduğumuz, ve ardında ise biz vardık. Kare de Mihran bana doğru hafifçe eğilmiş kulağıma bir şey ler fısıldıyordu. Elimi ağzıma doğru götürmeme sebep olan görüntü şok ediciydi.

Benim hafifçe gülümsediğim fotoğrafta yanımda duran Mihran üzeri kırmızı bir çarpı işareti ile boyanmış bir şekilde duruyordu.

Bu nasıl bir şeydi, ben neyin içindeydim. Şuan algılayamıyordum.

Binanın balkonunda, sokak hayvanlarını beslemek için kaplarına yem dökerken, markette alışveriş yaparken, kütüphane'de okumak için kitap raflarının arasında dolaşırken, onlarca benden habersiz bir şekilde çekilmiş fotoğrafım vardı.

Şirkete gittiğim ilk gün. Yanımda Mihran'da var ve aynı şekilde az önce olduğu gibi Mihran'ın benimle birlikte çekilmiş olan bütün fotoğraflarında, çarpı işareti her birine tek tek atılmıştı.

Bana bunları kim gönderdi ise o kişiyi bulmam gerekiyordu. Güller ve şimdide bu kutu bu kişi duracağa benzemiyordu.

Kutuyu ve yere atmış olduğum not dahil herşeyi toplayarak ayaklandım. Ve hız kaybetmeden Nisa'yı arayarak hemen buraya gelmesini söyledim.

Bu iyi bir fikir miydi bilmiyordum ancak Mihran'a şuan lık söylemeyi düşünmüyordum.

On dakika sonra nisa nefes nefese yanıma geldi. Üzerimi endişe ile inceledi ardından kaşlarını çatarak "Ne oldu Dilan?" Dedi nisa. Endişelendiğinde bana farkında olmadan Dilan derdi.

Yanıma geldi. Elimde titreyen ellerim ile tuttuğum kutuya bakarak "Bu da ne, elindeki kutunun içinde ne var?" Dedi. Ağzımı açacak durumum olduğunu sanmıyordum o yüzden elimdeki kutuyu almasına müsaade ettim.

İçerisine bakınca ise en az benim kadar şaşırmıştı. Şaşkınlık ile açılmış mavi gözleri bana döndüğünde "Dilan, bunu gönderen kim böyle ne yapmak istiyor, Hemen Mihran'a haber vermemiz gerekiyor!" Dedi.