Redd - Aşık Oldum Celladıma
En sevdiğim bölümlerden birisi ;)
Güzel okumalar çiçeklerim
🩹
Bir sene önce...
Üzerimdeki hırkanın fermuarını biraz daha çektim ve derin bir nefes aldım.
Her seferinde bu kadar heyecanlanmam akıl kârı değildi. İlk değildi ama sanki ilk kezmiş gibi yerimde duramıyordum.
Önünde durduğum kapıyı çaldım ve kocaman gülümseyerek kapının açılmasını ve aşık olduğum kahverengi gözleri görmeyi beklemeye başladım.
Birkaç saniyenin sonunda önünde durduğum kapı açıldı ve gözlerim Akay'ın gözleriyle buluştu. Kimine göre boş, bana göre acıya ev sahipliği yapan gözleri çok güzel bakıyordu.
Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki içeriye girmek aklıma gelmiyordu. Üzerinde siyah bir tişört altında ise gri bir eşofman vardı. Saçları her zamanki gibi dağınıktı. Eliyle kapıyı daha fazla araladığında içeriye girmem gerektiğini fark ederek ayakkabılarımı çıkardım ve içeriye adım attım.
İçeriye girdiğimde onun sarılmak için hamle yapmayacağını bildiğim için kollarımı kaldırdım ve uzun boyundan dolayı parmak ucumda kalkarak kollarımı boynuna doladım. O da kapıyı itip ellerini belime sardı ve sıkıca sarıldı. Evet, sarılmak için ilk hamleyi o yapmıyordu ama beni içine katmak istercesine sıkıca sarıyordu.
Onu anlamıyordum bazen.
"Hoşgeldin," diye mırıldandı kulağıma.
O kadar çok gülümsüyordum ki oysa gülecek bir şey yoktu. Ancak onun yanında dudaklarım tebessüm dışında bir şey bilmiyordu.
"Hoşbuldum." Dedim ve istemesem de kollarımı ayırarak üzerimdeki hırkayı çıkardım. Akay, hırkayı elimden aldığında üzerime oturan siyah bir sıfır kol cropla kalmıştım. Altımda ise siyah tayt vardı. Adımlarım içeriyi bulduğunda gözlerim koltukta duran İncir'e kaydı.
İncir...
Bizim hep oturduğumuz bankın arkasında bulunan incir ağacından geliyordu koltukta oturan pandanın adı.
Peluş pandamı Akay'a vermiştim ve adını incir koyduğumu söylemiştim çünkü biliyordum, kırk yıl da geçse Akay ona isim vermezdi.
Aslında alıp bir çekmeceye koyacağını bile düşünmüştüm ancak içeride koltukta bulacağımı düşünmemiştim. Yüzümde mümkünmüş gibi daha da büyüyen gülümsemem ile koltuğa oturarak İncir'i ellerimin arasına aldım.
Çok tatlı bir pandaydı.
Akay da gelip yanıma oturduğunda benim gözlerim ona, onun gözleri İncir'e kaymıştı.
"Aç mısın?" Diye sordu yalnızca.
Kelime haznesi kısıtlıydı. Malum bana gün içinde dört kelimeden fazla konuşunca madalya takasım geliyordu.
"Hayır, yedim evde." Dedim. Daha fazla konuşmayıp ayaklandı ve mutfağa girdi. Muhtemelen benim sözlerimi umursamamıştı ama bunu dile bile getirmiyordu.
Bazen yanımdayken bile sesini özlüyordum.
Mutfaktan elinde bir tabakla geldiğinde gözlerim tabağın içindekini görmek için çırpınıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarabandı | Texting
Teen FictionEla; Olmuyor diyorum neden anlamıyorsun? Akay; Çünkü çok seviyorum, Ela. Ela; Sevmek bu değil gerizekalı, sevmek yara bandı olarak kullanmak değil.